tag:blogger.com,1999:blog-1322146872976810666.post1355916754484157664..comments2023-07-18T11:56:02.451+03:00Comments on Taşındık!: Su olmadan çorba yapılabilir mi?Kejurahttp://www.blogger.com/profile/09106862920557508684noreply@blogger.comBlogger2125tag:blogger.com,1999:blog-1322146872976810666.post-77374971352657362002011-12-16T12:48:43.746+02:002011-12-16T12:48:43.746+02:00Mentalite olarak belli bir çizgiyi aşan müzisyenle...Mentalite olarak belli bir çizgiyi aşan müzisyenler mutlaka başarılı olacaklardır. Ben açıkçası buna inanıyorum. Türkiye'de müzikle ilgilenen insanların aşamadığı sorun tam olarak bu... <br /><br />Ve bu sorunun başlangıcı maalesef eğitim safhasında ortaya çıkıyor. Eğitim veren kişilerin eğittikleri kişilere sadece söz konusu enstrümanın nasıl çalınacağını öğretmemeli... Müziğin içinde bir ütopya olduğundan ve bu ütopyayı ortaya çıkartacak kişinin yine kişilerin kendisinin olduğu lanse edilmeli. Yeri geldiğinde aldıkları eğitimin, öğrendikleri kalıpların dışına çıkmaları için zorlanmalı, sonunda saçmalasalar bile bu konu hakkında cesaret depolanmalı.<br /><br />Belki çok sert ve katı bir görüş olabilir; ama ben hala akademik eğitim alanlar yerine müziği ve enstrümanı kendi çabasıyla öğrenen insanların daha başarılı ve daha yaratıcı olduğunu düşünüyorum.<br /><br />Yazının başlığına vurgu yaparak şöyle bir örnek verilebilir: göz kararı yemek yapan annelerimizin yaptığı yemek, büyük bir otelin ahçısının gramajına uygun yaptığı yemekten daha iyidir. <br /><br />Şunuda eklemeliyim. Akademik eğitime karşı değilim. Müzisyenliğin ilk dönemlerinde sadece enstrümana dair egzersizler teknik bilgiler dışında kişilerin gelişimine kimsenin müdahele etmemesi gerekir. Kişi kendi içindeki müzisyenliği ortaya çıkarttıktan sonra bestecilik ve yaratıcılığını daha verimli kullanması için akademik bir eğitim alabilir.Mehmet Sinan Güvençhttps://www.blogger.com/profile/16048317019760324172noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1322146872976810666.post-53996955330933320762011-12-15T01:17:59.031+02:002011-12-15T01:17:59.031+02:00Geçenlerde buna benzer bir soruyu soruyordum müzis...Geçenlerde buna benzer bir soruyu soruyordum müzisyen bir arkadaşıma. Temple Of The Dog'un o meşhur Hungry Strike'ını dinlerken neden Eddie Vedder ya da Chris Cornell böyle şarkılar yapamıyorlar artık dedik,gençsen ve doksanlarda yaşıyorsan daha mı üretken oluyorsun acaba diye sorduk birbirimize. Peki bizde niye çıkmadı böyle şarkılar? Sayacağımız isimler bir elin parmaklarını geçmeyecek düşünecek olursak. "Yavuz Çetin neden tahammül edemedi hayata?"dan girip "Pentagram şu anda ne yapıyor?"a uzanan birçok soruyu sıralayabiliriz aslında. Peki ya yeni nesil müzisyenlerin ruhuna çöreklenen bu ağırlığın sebebi ne?evet bu noktada sana katılmamak mümkün değil; ilahlaştırılan müzisyenlerin ağırlığı altında ezilip giden bir yaratıcılık söz konusu sanırım.kaoshttps://www.blogger.com/profile/09895652564670294974noreply@blogger.com