Arada post rock adına güzel şeyler de oluyor. Benim gibi yenilik arayan bünyeleri pek sevindirmese de çoğu zaman bu durum, en azından post rock denen şeyi kaliteli bir şekilde dinlemek de güzel bir his. Bu hissi sağlayan grup ise Baulta. Finlandiya'lı 4 kişiden oluşan bu post rock grubunun en önemli özelliği müziği evelemeden gevelemeden önümüze sunmaları. Sakin başlayıp, sonra g.tü başı dağıtan post rock şarkılarına sahip değil Baulta, ilk notadan itibaren g.t baş bırakmıyor grup.
Sertler, hemen hemen tüm şarkılarda daha ilk notadan bu hırçın duruşu hissedebiliyorsunuz. Bu sebeple, riff kullanımları tüm şarkıların ana hattını oluşturmakta. Riff'ler yaratmak istedikleri atmosferi oldukça iyi destekliyor. Metronom ise alıp başını gidiyor çoğu şarkıda. Davulcu acaba bazen kendini bir hardcore grubunda mı düşünüyor acaba? - Keşke liseli bir hardcore grubunda davulcu olsaydım diye iç çekiyor sanki ama işte post rock grubu olmayınca Peyote'ye giremeyeceğini de biliyor, sonuç olarak post rock içerisinde oldukça hırçın ritimleri soframıza sunuyor, bir post rock grubuna göre oldukça sert davul ritimlerine sahip Baulta.. Bence davulcu'nun sevgilisi yok, Peyote'ye girmek için Baulta'ya eklenmiş ama yakında sevgili yapar.
Grubun enerjik yanı kuşkusuz olarak çok önemli, ancak kendi içlerinde melodik tarafları da bir o kadar ön planda duruyor. Hırçın hal ve melodiler güzel bir harmoni yakalamış. Grup ilk albümde neredeyse tüm şarkılarında akılda kalacak, şarkıyı alıp götürecek melodilere sahip. Debut albümde 9 şarkıları var ve 9 şarkının tümünde akılda kalacak, sağlam melodiler mevcut.
Post rock'ın hırçın halini sevenler ya da ritmik halini arzulayanlar için Baulta gerçekten oldukça güzel bir alternatif. Baulta her ne kadar post rock'ta kaptan koltuğuna geçmese de, gemiyi terk etmeyip, gemiye bir gün yön vereceği günü hayâl ediyor bence. Bu enerjik hâl başka bir fırtınada işe yarayacaktır muhtemelen.
sonuna kadar katılıyorum. ayrıca en az 3 tane başyapıt olan ilk albümden sonra 2 yıl geçince biraz tırsmıştım ama 2012 aralık 2013 mayısında birer albüm çıkararak ihya etti reyizler.
YanıtlaSilbir de mono'nun post-rock'ı terkettiği fikrine çok katılamadım ben.
İlk albümü kaçrımışım.:) Yorum yapmasaydınız, muhtemelen ilk albümü bir bu kadar daha dinlemeyecektim.
YanıtlaSilMono son 2 albümde orkestrasyona çok girdi, bu durum grubu 'geleneksel' post rock'tan hayliyle biraz uzaklaştırdı.
son 2 albümlerini dün dinledim ben. şöyle bir durum oldu. ilk albümlerindeki baldwins ugly lamp, grr grr ve arctic hymn şarkılarını duyunca aha yeni favori grubum geliyo demiştim. uzun süre albüm çıkmayınca bi tereddüt ettim. son 2 albümü de dün dinledim. bir ilk albüm değil, ama yine de çok iyi. ama ilk albüm kadar olamamış yani bence.
YanıtlaSilmononun da son işlerini çok yakından takip etmedim ama, konserine gittiysen görmüşsündür yine aynı eski mono gibi takılıyorlar. ha belki çok atmosferik takıldıkları için biraz eleştirilebilir. bir de o abla bir gitara bir klavyeye geçmese daha güzel olacak bence. adam gibi bi klavyeci alsalar.