29 Kasım 2009 Pazar

Hala Madrid


Ne hafta sonuymuş arkadaşım, Fener'in maçı hariç hepsinde üzüldüm.
Aslanım Real, üzülme doğru yoldasın.

Aslında Real Madrid'den bir Barça oyunu beklemek yanlıştı, olabilecek en mantıklı oyunu oynadı Real..Şansları yaver gitseydi, belki yenerlerdi..Ancak olmadı. Madrid'in Barça'yı Barça (Kasımpaşa'da olabilir bu :D) gibi oynayarak yenmesi için en az 2 sene gerek. Takım birbirine alışacak,nerde ne yapacaklarını bilecekler falan filan..

Elbette Madrid Barça'yı yenecektir ancak sahayı Barça'ya dar ederek değil,işte bugünkü maçtaki gibi sadece biraz şansı yaver giderek ya da yıldızların bir kaç bilet hareketiyle yenecek.

Maçın adamı da Kaka'dır. Böyle bir kadro içerisinde o kadar gol pası vermek, çabalamak, oyunu yönlendirmek kolay iş değildir. Helal olsun diyoruz.. Yanında da birazcık Ronaldo'dur.

Pellegrini için de kolaylık versin, Madrid'te son maçı olmaz umarım... son olarak Puta Barça, puta Catalunya diyerek yayınımıza son veriyoruz.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Beat It (Hintli Amca Cover)

Bu dişsiz Hintli amcanın hastası oldum bugün izlediğim videolardan sonra. İçlerinde en beğendiğim de Jacko'nun Beat It'i oldu ki, artık bu şarkı Beat It değil Bitifitit !

İzliyoruz;

17 Kasım 2009 Salı

Robert Trujillo'dan Galatasaray Açılımı


Galatasaray sevgisinin din, dil, ırk, yer, mekan, zaman dinlemeyeceğinin göstergesi olarak Robert abiye Bir Baba Indie olarak kucak dolusu selamlar ve de sevgiler gönderiyoruz.

...yürüyoruz sessiz ve kedeeerliii
nevizaaade geeeceeeeleriiii ...

Kaynak: Sezyum.com

Oi Va Voi'den Bir Babylon Seferi Daha

Geçtiğimiz 21-22 Mayıs 2009 tarihinde ülkemize bir kez daha ziyarete gelen İngiliz Oi Va Voi grubu, 10-11-12 Şubat 2010 tarihlerinde yine bir Babylon seferi ile daha bizlerle...

2010'da geleceklerini tahmin ediyordum fakat bu kadar erken geleceklerini düşünmüyordum açıkçası. Geçtiğimiz sefer biraz da cahillikle beraber kaçan konserin bu sefer kaçma olasılığını da gayet düşük görüyorum ve Bir Baba Indie ekibi olarak (evet o kadar çokuz ki) Oi Va Voi'nin bu seferinin (hemide tamı tamına 3 gün) en azından bir gününü yakalayacağımızı düşünüyorum.

Sağlık ve de sıhhat diliyorum efenim.

Myspace
Facebook

16 Kasım 2009 Pazartesi

'Neden ölmek'




Bu blogu açarken farklı konulardan bahsedeceğiz demiştik ama bir şekilde müzik üzerine yoğunlaştık. O dediğimiz "farklı" konulardan bir türlü bahsedemedik. Birazcık farklı konulardan bahsetsek ya da içimizde kalanlara özgürlük versek...

Biliyorsunuz ki Robert Enke öldü. Bir şekilde ölümü seçti ve öldü. Milyonlarca insan duyunca şok oldu. Bir stadyum insan Enke için toplandı, ağladılar. Çoğunluğumuz televizyondan bu veda törenini izledik. İçimiz burkuldu. Bazılarımız neden diye sordu? Hayattan vazgeçiş kolay mıydı? Nasıl bir psikoloji ile böyle bir kurtuluşu seçti.

Biliyor(mu)sunuz ki Dicle Koğacıoğlu adlı akademisyen geçen ay bir şekilde ölümü seçti. Duyanlar şok oldu. Yüzilerce insan Dicle için toplandı, ağşadılar. Çoğunluğumuz televizyondan veda törenini izledik. İçimiz burkuldu. Bazılarımız neden diye sordu? Hayattan vazgeçiş kolay mıydı? Nasıl bir psikoloji ile böyle bir kurtuluşu seçti.

Bırakın onları. Ölümü seçmek onların seçimi. Ölümlerini siz yargılayın diye seçmediler. Belki hayatları yargılardan ibaret olduğu için ölüm onlara yakın geldi. Ölüm onların seçimleriydi. Nedenlerini belki de siz bilmeyin diye seçtiler ölümü.

Ölümü ve intiharı psikolojik bir problem olarak değerlendirmek aptallıktan başka bir şey olmasa gerek. Birey'in yaşadıkları, kendi dinamikleri kişinin hayatını oluşturur. Onun yaşanmışlıkları, ölüme giden yolu kendi seçimleri ve düşünüşüdür. Ölüm de onun seçimidir. İyi ya da kötü ki kendi bu yolu seçiyorsa, doğruluğuna inanıyorsa bu ona göre 'en' doğru yoldur.

Peki; Onun doğru olan seçimini (ölüm), psikolojik bir problem olarak görmek ve kabul etmek ne derece doğrudur? Ne derece doğru bir psikoloji ile verilmiş bir etikettir? Neye göre onun ölümünü doğru ya da yanlış olarak nitelendiriyorsunuz?

Sonuç olarak; insanın doğru ya da yanlış mekanizması, kendi kişisel özelliklerine göre şekillenir. Ölüm Enke'ye doğru bir yol geliyorsa doğrudur. Bunu daha fazla kasmaya, neden öldü diye sorgulamak anlamsızdır.

Geçici huzurlar (temporary peace) ile hayatını ne kadar uzatabilirdiki sanki? (bu benim düşüncem, yargılamayın)

Şimdi onları rahat bırakın.Onları yargılamayın. En azından mutlu olsunlar istediklerine ulaştıkları için çünkü ölüm onların istekleriydi.

15 Kasım 2009 Pazar

Rishloo (yeni albüm)


Rishloo'yu albüm çıktıktan sonra bir ara detaylı anlatırız. Şu an sadece yeni çıkaracakları albümden iki şarkı üzerine bir kaç şey yazmak istiyorum. Bu grup büyüyor, olgunlaşıyor ve yeni albüm "bomba" gibi geliyor.

Myspace'lerinden dinleyin anacım.
http://www.myspace.com/rishloo

Anneke Van Giersbergen & Danny Cavanagh A.Ş Geliyor!

The Gathering'den sonra iyice tatlandırdğı kişisel projesi Agua de Annique ile birlikte yepisyeni çıkardığı albümü In Your Room ve konuk olarak yer aldığı albümlerle adını son zamanlarda sıkçana duyuruan Anneke Van Giersbergen, Anathema'dan tanıdğımız en büyük kardeş, Danny Cavanagh birlikte ortaklaşa olarak 2009 yılında çıkarmış olduğu In Parallel adındaki akustik albümün kapsamında 26 ve 27 Aralık tarihlerinde Ankara ve İstanbul'a ziyarete gelecekler.

26 Aralık Cumartesi: 312 Arena - Ankara
27 Aralık Pazar: Studio Live - İstanbul
http://www.biletix.com/yakinda.htm?id=49

Danny'den çok, aylardır arkadaşlar arasında yaptığımız ''Ulen Anneke buraya gelse iyi adam toplar heaa'', ''Çekmese bile gelsin izleyelim biz yine de olm'' muhabbetlerinden sonra böyle bir haber gerçekten şık oldu. Anathema'ya artık doymuş bir insan olarak, son yıllarda çeşitli grup üyelerinin ''Anathema Acoustic Live Performance'' adı altında gelmesi de pek iştahımı kabartmadı açıkçası. Danny tek gelse, yine gidesimin geleceğini pek sanmıyorum. Ancak işin içine Anneke abla girince işin boyutu değişiveriyor tabi. Canlı canlı izlemeden ölmek cidden şahsım adına büyük bir eksiklik olacaktır. En azından ''Ölmeden izlenmesi gereken gruplar/sanatçılar'' listesinde birinin yanına daha ''tick'' atabileceğim.

Bir de video koyduk mu tam olacak sanki;

12 Kasım 2009 Perşembe

Müzikal Sözlük (sonunda) Yenilendi !

14 Ocak 2009 tarihinde, soğuk bir kış günü yayın hayatına başlayan Müzikal Sözlük yaklaşık 11 aydır, uzun ve çileli bir yolun ardından yeni yazılımına ve tasarımını kavuştu.

Evet uzun ve çileli bir yoldu bu gerçekten. Aylarca bu şekilde, hantal bir yazılımın olmasının başlıca sebebi de, bu güne kadar konuşulan, anlaşılan birçok yazılımcıdan yenilen çeşit çeşit darbeler olmuştur. Ki artık kafamın içerisinde çok güzel bir ''yazılımcı, programcı'' imajı var! Kolay kolay değişmez, değiştirilemez.

Neyse... Geçmişi bir kenara bırakırsak, 8 Kasım 2009 tarihi itibariyle Müzikal Sözlük artık tamamen yenilenmiş altyapısı ve tasarımıyla yeniden faaliyete geçti. Bundan sonrası için durumların daha parlak olacağı da aşikar. (En azından öyle olacağını umuyoruz.:) Güneşi Gördüm !
Hee, yenilendi dedik ama birtakım eksiklikler ve hatalar olabilir, var da... Ama bunlarında giderilme çalışmaları için yönetim ekibi halen çalışıyor, çalıştırıyor diyebilirim.

Bu teknik çalışmalar ile birlikte, yine Müzikal Sözlük Radyo ve diğer bir takım atraksiyonlar için de ilerki günlerde planlamalara, çalışmalara başlanacaktır diye de ekliyeyeyim.

Ha bir de 1. yılı doluyor sözlüğün. Az kaldı...

Du bakalım...

www.muzikalsozluk.com

7 Kasım 2009 Cumartesi

Ne alaka kardeşim!

Flea ve Thom Yorke'un beraber bir proje içerisinde olacağını duyunca şaşırmıştık. Ne alaka kardeşim demiştik hala da tam olarak bir alaka kuramamış olmakla beraber, felsefe yapmaya devam ediyoruz ve "ne alaka kardeşim" diyoruz.. Ne alaka?...

Her neyse biz soru sormaya devam ederken, adamlar ilk performanslarını L.A'de ( el ey'de) gerçekleştirmişler. Fazla şarkıları olmadıkları içinde Radiohead'in ve Thom Yorke'un solo albümünden güzel şarkılar çalmışlar.
Şarkılar için fazla bir şey demeyeceğim, bu iki delinin olduğu yerde kötü iş olmaz, kötü şarkı da çıkmaz..dolayısıyla olmuş..Ancak kafama takılan bir şey var, önce siz bir video'yu izleyin



İzlediğiniz gibi Thom Yorke yine psikopat psikopat dans ediyor. Sen dünyanın sayılı solistlerinden ol, sonra da böyle dans et.. Bir Baba Indie olarak, itirazımız var diyoruz ve öncelikle elini yüzünü yıkamasını, sonrasında ise MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIN TARAFINDAN ONAYLI TOLGA HAN DANS KURSUNUN 2009-2010 KURSU PROGRAMLARINA GİTMESİNİ öneriyoruz.

Saygılarımızla

Edit: Flea gibi dans etmeni öneririz, sayın Yorke..