27 Mart 2012 Salı

Sigur Ros'tan yeni albüm: "Valtari"


İzlandalı "denişik" grup Sigur Ros, 28 Mayıs tarihinde çıkartacağını açıkladığı yeni albümü Valtari'den bir de parça paylaştı.

Her zamanki gibi "İçe Dönük" ve "Minimal" şeklinde tanımlanabilecek olan albümde toplam 8 parça bulunuyor. İlk paylaşılan parça ise; Ekki Múkk

.


0

1 Êg Anda
0

2 Ekki Múkk


03 Varúð


04 Rembihnûtur
0

5 Dauðalogn
0
6 Varðeldur
0
7 Valtari
08 Fjögur Píanó

Belle and Sebastian'dan yeni video: "Crash"


Geçtiğimiz Şubat ayında paylaştığımız, 1988 çıkışlı Primitives parçası Crash'i  Late Night Tales serisi dahilinde yeniden kaydeden Belle and Sebastian, şarkıya bir de klip çekti.

24 Mart 2012 Cumartesi

Sosyal Kafa sonrası blogger'lık ve müzik üzerine düşünceler

Sizlere Twitter ve Facebook'tan belirttiğimiz üzere Erkan Saka tarafından sunulan Sosyal Kafa adlı programa Bir Baba Indie olarak konuk olduk. Herhalde blog olarak ilk defa canlı bir yayına çıktığımız içindir ki yeterince heyecanlaydık. Programı izlemeyenler aşağıdaki linkten programın içeriğine ulaşabilir.




Program süresince elimden geldiğince Birbabaindie'yi diğer yazar arkadaşlarım adına da anlatmaya çalıştım. Sanırım becerebildim. Onlar da benimle aynı görüşte olduklarını belirttiler. Belki birbirimize itiraf edemediğimiz ya da söylemeye çekindiğimiz şeyleri canlı yayında birbirimize anlatmış olduk. Sanırım iyi de oldu. Birbabaindie kafamızda daha da netleşti.

Programda söylemeyi istediğim ancak söyleyemeye fırsat bulamadığım bir nokta vardı. O noktayı bu post vasıtasıyla dile getirmek istiyorum.

Öncelikle bahsedeceğim konu amatör müzisyenler ve müzik blogları arasındaki ilişki üzerine. Bu ilişki daha da sağlamlaşmalı. Müzik her anlamda yeni bir yapılanma içerisinde. Mp3 devriminden telif haklarına, dinleyicinin müziğe erişiminden müziğin yapısal anlamda dijitalleşmesine kadar devasa bir değişim yaşanıyor.

Müzik özgürleşiyor, müzik büyük label'ların elinden kurtularak, bireylerin eline düşüyor başka bir deyişle sahibinin elinde artık müzik, üreticisinin ve dinleyicisinin elinde artık müzik. Ne güzel.



Şu zamana kadar pek mikrofon tutulmayan müzisyenler, evlerinden dünyaya açılabiliyorlar. Her ne kadar oldukça büyük bir evrene açılsalar da, artık bu evrene açılma şansları var en azından. Müzik artık şirketlerin ya da prodüktörlerin dayatmalarıyla değil, tamamen müzisyenin elinde şekilleniyor. Aslında hep böyle olması gerekti ama olamadı, izin vermedi bazıları.

Sanırım durum değişti artık, müzisyenler kendi evrenlerini dünya ile paylaşabilecek durumdalar. Ancak tanıtacak, kendi müziklerini yayabilecek alanları yine kısıtlı. Ulaşabilecekleri kişi sayısı belirli ki zaten bir müzisyenin kendi tanıtımıyla uğraşma hali içerisinde olması da yeterince saçma.

Benim derdim tam bu noktada başlıyor. Müzik üzerine birşeyler karalayan kişiler olarak derdimizin "alternatif" olanla daha da ilgili olması gerek diye düşünüyorum. Başka bir deyişle blogger'ların artık birer medium haline geldiği yeni medya düzeninde, müzik blogger'ları alternatif kalanları "boost" etmekle yükümlüdür. Zaten bilinen işler, kişiler geleneksel ve dijital medyada yeterince yer alıyor. Ya diplerde kalanlar? Onlar bizim boynumuzun borcudur, müzik blogger'ları alternatif olanları biraz daha ön plana çıkarmalıdır. Ancak ön plana çıkarma durumu, müzik blogger'ları arasında son zamanlarda moda haline gelen tek cümlelik keşifçilikten ötede olmalı kuşkusuz. Ben keşfettim, ilk ben buldum'dan daha fazlası gerek o müzisyenleri anlatmak, anlamak için. Düzenin tam değiştiği bu zamanlarda müzik blogger'ları olarak sanırım safımızı daha da belirlemeliyiz. Biz kimiz ve neredeyiz? Blogger'ların bu sorulara vereceği cevap çok önemli.

"Blogs are the message"

Sakallı

20 Mart 2012 Salı

Müzik Bloggerları bu gece Sosyal Kafa'da!


Her Salı  22.00'de BJK Tv'de yayınlanan Sosyal Kafa programında bu hafta müzik bloggerları konuk oluyor. Konuklardan biri de Bir Baba Indie'yi temsilen Vecihi ya da Desfigures yani Anıl Sayan...

Bir Baba Indie dışında Musicincolors, Musicalife'dan Hayalsu AltınorduXOXO The Mag, Club Bangkok'tan hatırlanabilecek Onur Yazıcı, Atlas Blog, XOXO The Mag'den Vehbi Görgülü programın diğer konukları olacak.

twitter.com/sosyalkafa
facebook.com/sosyalkafa

14 Mart 2012 Çarşamba

Miller Music Factory 2012'nin birincisi belli oldu!: SAPAN


Geçtiğimiz aylarda, çıkardıkları "Gökyüzünde Yeryüzü" adlı EP'lerini paylaştığımız Sapan grubu, geçtiğimiz hafta finali yapılan Miller Music Factory 2012'nin birincisi oldu. 

Kendilerini Bir Baba Indie olarak tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.

Miller Music Factory’nin bu yılki birincisi Sapan, uzun bir aradan sonra 2010 yılının ocak ayında tekrar kuruldu ve çekirdek kadrosunu oluşturdu. Baykal Ada (Gitar/Vokal), Cihan Deniz (Bas) ve Hikmet Altınyıldız (Davul/Geri Vokal) üçlüsü, müziğinde melankoli ve umudu birlikte ifade ediyor. Grup, İndie'ye yakın bir çizgiye sahip ve şarkılarını Türkçe, İngilizce ve Fransızca seslendiriyor.

2011 Kasım ayının 30’unda Bronx Pi Sahne’de lansmanını yaptığı EP ‘si “Gökyüzünde Yeryüzü ile Sapan Türkçe repertuarından dört şarkıyı dinleyicilerinin beğenisine sundu: Düşer Sözler, Uktem, Che ve Kontrast.

İstanbul’un önemli canlı müzik mekanlarından bir çoğunda sahne almış olan Sapan Miller Music Factory 2012 ‘de de birinciliği elde ederek büyük bir başarı sağlamıştır. Yarışmada finale kalan şarkısı “Uktem” ile halk ve jüri oylamaları sonucu binlerce şarkının arasından sıyrılarak birinci olmayı başardı. Birincilik ödülünü büyük bir mutluluk ve şaşkınlıkla alan Sapan yeni kayıtlar ve konserleriyle sevenleriyle buluşmaya devam edecek. Jüriliğini Alp Turaç, Aylin Güngör, Elif Çağlar-Muslu, Hakan Kurşun, Hayalsu Altınordu, Mabel Matiz, Murat Beşer, Murat Uncuoğlu, Muzo Berberoğlu ve Ulaş Demiröz’ün organizasyonunu Showhow’ın üstlendiği Miller Music Factory 2012 finali binlerce şarkı arasından seçilen ilk 10 müzisyenin canlı performanslarıyla The Hall’da gerçekleştirildi. 

Final gecesinde Kozmos Labirent ve Gülüm Çahan üçüncülüğü paylaşırken, Maket ikinci ve Sapan birinci oldu.

YENİ SINGLE | Jack White - Sixteen Saltines

Jack White yeni çıkacak solo albümünden ilk single'ını geçtiğimiz aylarda paylaşmıştı. White, 24 Nisan tarihinde piyasaya çıkacak olan Blunderbuss adlı solo albümden bir başka parça Sixteen Saltines'i de piyasaya sürdü.

13 Mart 2012 Salı

Röportaj | DRAMA

Drama
Robert Schumann'ın hayatını okurken "Neue Zeitschrift für Musik" kısmından çok etkilenmiştir. Editörlüğünü yaptığı süre içerisinde Brahms ve Chopin gibi isimleri müzik dünyasına tanıştırmasına hayran olmuştum.Hayranlığımı tetikleyen şey Robert Schumann'ın bunu 1800'lü yıllarda başarıyla yapmasıdır. Şimdiki zaman gelince böylesine bir iş çıkarmanın başarısı tartışılmaz. (bkz. Neue Zeitschrift für Musik Üzerine # 1)

Röportaj sözcüğünün ilk anılmasının üzerinden uzun bir süre geçti. Bu sözcüğü çok fazla ince eleyip, sık dokuduk. Nasıl olması gerektiği konusunda sürekli paylaşımda bulunduk. Ara ara bu fikri hep rafa kaldırsak bile hep gözümüzün önünde raftan ineceği günü bekledik. Bugün bu fikri raftan indirdik. Kendi inandığımız değerlere, müziğe bakış açımıza ve samimiyetine inandığımız herkese yer vermeyi düşündüğümüz röportajların ilkini Drama ile gerçekleştirdik. 

Drama, uzun süredir takip ettiğimiz bir grup. Daha önce Bir Baba Indie'de Kertenkeleler olarak çok sık bahsettik. İsim değişikliğinin ardından hem geldikleri noktayı, isim değişikliğini, savundukları değerleri, müziğe bakış açılarını paylaşmalarını istedik. 

Drama ile yaptığımız röportaja geçmeden önce belirtelim. 15 Mart / Perşembe Günü, Saat 21:30'da Dunia'da sahne alacaklar.

Soru:Dunia'ya Nasıl Gidilir? /Cevap: Kadıköy Rexx Sinemasının sokağından girip, biraz ilerlediğinizde sol tarafta görebilirsiniz. / Google Maps olarak göster > [ http://g.co/maps/bp8x5 ]



***

Bir Baba Indie / Röportaj 
DRAMA 


***

Bir Baba Indie Sordu
Roxy Finallerinde, Kertenkeleler ismini ilk duyduğumda, altından Indie/Deneysel bir grup çıkacağını aklımdan hiç geçirmemiştim. İlk izlenim olarak daha Punk ya da çağımızın hastalığı Alternatif Rock (neyin alternatifi anlamadım hiç) grubu bekliyordum. İlk izlenim ve ilk dinleme arasında çok sert ve hızlı bir geçiş yaşadım. Sanırım size olan beğenimde bu geçişin çok ciddi etkisi var. Bu ismin yaptığınız müziğin üzerinde nasıl bir etkisi vardı? Aynı şekilde Drama'nın da müziğinizle olan bağı nedir? Sizde nasıl imgeler oluşturuyor?

Drama Cevapladı
İsim olarak Kertenkeleler'in oluşum süreci gerçekten çok ilginçti. Kadıköy'ün samimiyetinden doğmuştu diyebiliriz ve ne kadar sevimli dursa da bir şeyler ürettiğiniz halde içinde sürünceme halini barındıran bir hüznü olduğunu düşünmüştük. İsim üzerine çok kafa patlatmamıştık. Esasında pek önemli olduğunu düşünmüyorduk Bu, tabii ki, bizim bakış açımıza göre böyle. Ama zamanla, sizin de dediğiniz gibi, ismin yanıltıcı olduğunu farkettik. İnsanlar eğlenceli ve çılgın bir şeyler beklerken bizim yaptığımız müziğin ve yapmaya çalıştığımız şeyin bununla hiç bir alakası yoktu. İçinde daha çok bir kurguyu barındırarak, gerçekte yaşananlara bir gönderme yaptığımız için Drama'yı daha uygun gördük. Müziğin hissiyatı ve insanlar üzerinde yaratmak istediğimiz o etkileşimli durumunu doğru şekilde karşılayan bir isim olduğunu düşünüyoruz.

Bir Baba Indie Sordu:  
Drama (Kertenkeleler) olarak hemen hemen tüm yarışmalarda isminizi görüyoruz. Yarışmalarda yer alma isteğinizin sebebi nedir? Sonuçta bir klişe olarak beynimizin bir köşesinde, içtenlikle yaptığımız bestelerin, duygularımızı ifade ettiğimiz şeylerin, bu sadece müzik değil, diğer tüm sanat dallarıyla bağlantılı olarak başka sanatçıların eserleriyle yarıştırılması, kıyaslanması, bir birinci seçilmesi ve diğerlerinin onun altında "kötü" kalıbıyla değerlendirilmesini adil buluyor musunuz? Sizden gelecek cevabın aşağı yukarı ne olduğunu tahmin ediyorum ama ben yine sormak istiyorum. Yarışmalar olmasa yaptığımız müziğin sergilenmesi biraz daha teferruatlara ve şanslara bağlı olarak gelişecek bir şey. Drama'yı (Kertenkeleler) daha fazla tanıtmak, hayatınızın geri kalanına tamamen müziği yerleştirmek için mi istemeye istemeye bu yarışmalarda yer alıyorsunuz? Yoksa tamamen bir başarı hırsına mı sahipsiniz?

Drama Cevapladı:  
Esasında duruma o şekilde bakan insanlar değiliz. Daha çok insana ulaşabilmek ve farklı müzisyenlerle bir kıyaslama düşünmeden etkileşim haline girmek adına kısmi bir desteği oluyor yarışmaların. Sanatın yarıştırılması gibi bir düşüncenin zaten çok doğru olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla yarışmaların getirdiği şöyle bir fırsat var; o da diğer müzisyenlerle bir araya gelip tartışmak, paylaşmak, birebir diyalog içerisine girebilmek.

Bir Baba Indie Sordu:   
Kertenkeleler isminden Drama'ya evrilme sürecini biraz anlatır mısınız? Sizi isim değişikliğine iten şeyler nelerdi? Kertenkeleler'in ilk gününden bugünün tarihine kadar olgunlaştığınız noktalar ve mentalite olarak sizi farklı yönlere iten şeyler neler oldu? Bu isim değişikliği altında bir  Marka Değeri Kaygısı var mı? Yoksa tamamen bir takım mental değişiklikler mi yaşadınız?

Drama Cevapladı:   
Dediğimiz gibi ve senin de karşılaştığın durum gibi, Kertenkeleler isminin insanları yanıltan bir tarafı vardı. Bir imaj kaygısından daha çok, etki etmesini istediğimiz duygu durumunu desteklemiyordu. Açıkcası Marka Değeri Kaygısı doğru bir tabir değil, çünkü pazarlanacak bir ürün sunmuyoruz. Bütün parçalarımız ve çalışmalarımız bireysel yansımalarımızdır. Grubun mental stabilitesinde herhangi bir değişiklik söz konusu değil .:)

Bir Baba Indie Sordu:    
Sahnede çok içten durduğunuzu düşünüyorum. Biz müzisyenlere ya da olmaya çabalayanlara hep şu lanse edilir. Sahnede biraz hareketli ol, eğlendiğini belli et vs. Tabi ki asık suratlı, soğuk durmaktan bahsetmiyorum ama olmayan bir şeyi de sahnede sergilememiz bana mantıklı gelmiyor. Doğallıktan yanayım. Eğer bir şarkı benim sağ ayağımla ritm tutarak çalmamı gerektiriyorsa çalarım, durmamı gerektiriyorsa dururum. Roxy Finallerinde mesela Duygu'da dikkatimi çeken "Öylece devam ediyoruz ortadan..." derken bir Şebnem Ferah hastalığında değildi. Daha sakin koluyla o orta yolu gösteren hareketleri vardı. Genel grup olarak da inanılmaz naif ve müziğinize odaklanmış haldeydiniz. Sahnede olma egosundan sıyrılmış, tamamen samimi bir enerji yayıyordunuz. Bu samimi ve sıcak enerji benim çok hoşuma gitmişti. Rock'n Coke'da On Your Horizon'u büyük merakla ve beğeniyle takip ettiğim için sahnenin önünde dikilip, izlemiştim. Heyecandan ve gündüz olmasından dolayı yaptıkları tarzın enerjisini yansıtmakta sorun yaşamışlardı. Hem Drama için hem diğer tüm müzisyenlerde gözlemlediğiniz Sahne Duruşu hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum?

Drama Cevapladı:  
Bize ait olmayan bir ruh halini yada materyali insanlara, bırakın satmayı, ulaştırmaya çalışmak bile gözümüzü çok korkutan bir konsept. Sahnedeyken ise bu en saf halini alıyor; çünkü dinleyicilerimizle aramızdaki perdenin tamamıyla kalktığı an, o. Kayıtlarla oluşan mesafeyi performansta da devam ettirmenin herhangi bir gerekliliği olduğunu düşünmüyoruz. Sahne duruşu, uzun ve derin bir konu ama arada o mesafe yokken size ait olmayan bir şeyi ifade etmeye çalışmak seyircinin istediği şey olmayabilir. Müziğinizin ve performansınızın sizin bir parçanız olduğunu bilmeleri - dediğiniz gibi - sağ ayakla ritm tutmaya sebep olan şey. Şarkılarını dinleyip beğendiğiniz bir sanatçının konserine gidip, ona ait olmadığını hissetiğiniz şovlarla, hareketlerle karşılaşmak ne kadar sempatik olabilirdi? Müziğimizi oluştururken ve çalarken gözlerimiz kapalı, hissiyata kendini kaptırmış insanlara dönüşüyoruz. Nihayetinde, sahnedeki duruşumuzu belirleyen şey de müziğin ta kendisi oluyor.

Bir Baba Indie Sordu:  
Kadıköy'lü bir grup kendinizi lanse ediyorsunuz; zira Acıbadem'de buna canlı bir örnektir. Bu şekilde anılmak size kendinizi nasıl hissettiriyor? Neden Kadıköy? İçinde yer aldığım projelerde Düş Macunu ile Kadıköy'lü bir grup olarak inanılmaz haz duyuyordum. Diğer projelerimde uzun süre Taksim'e gidip-gelmek zorundaydım. Şimdi kaku.revolution ile Kadıköy'den beslenen biri oldum. Kadıköy'ün, Kadıköy'lü olmanın bir ayrıcalık ve keyif verdiğini düşünüyorum. Sizinde görüşlerinizi merak ediyorum. 

Drama Cevapladı:  
Aslında hiçbir durum insana ayrıcalık katmamalı diye düşünüyoruz. Ayrıcalıklar insanları bir yerlere hapsedebilir ve kısıtlayabilir; ama tabi, doku olarak yaşadığın yerden bir şekilde besleniyorsun ve bu insanı şekillendiren şey haline geliyor. Yani buradaydık, buradan beslendik ve ilk burada yaşayan insanların desteğini gördük. Kadıköy'ün tabii ki anlam dünyası çok samimi ve güzel.

Bir Baba Indie Sordu:  
Şarkı sözleri açısından Drama nelerden beslenir? Sözleri kim yazıyor bilmiyorum; ama grubun hemen hemen her buluşmasında konuşulan konuların, kaygıların, hayallerin etkisinde yazıldığını düşünüyorum. Sözler gruptaki herkesin savunduğu değerler ve bakış açılarını yansıtıyor mu yoksa sadece söz yazan kişinin kendi iç dünyasının bir eseri mi?

Drama (Duygu Güven) Cevapladı 
Sözleri yazan kişi olarak soruyu sahiplendim.:) Genel olarak bir bakış açısını yansıtmaya çalışmak gibi bir durumdan ziyade, o kendiliğinden insanın yaşamına, duruşuna, ürettiği her şeye yansır zaten. Şarkı sözleri benim için şöyle bir durumu ifade ediyor; Sercan gitarını çalıyor, Barbaros basını, Semhan davulunu ve benim de enstürmanım sözlermiş gibi düşünürsek, eğer müzik benim iç dünyamda hangi sözle şekilleniyorsa o sözcükler çıkıyor ortaya. Benim iç dünyamı da şekillendiren şey bakış açım oluyor esasında. Şöyle bir şeyi de belirtmek isterim; şarkı sözlerinde kurgu yapıyorum genelde çünkü bazen müzik bana kendi yaşadıklarımla anlamlandırdıklarımdan çok, bir başkasının yaşadığı ya da yaşayabileceği bir şeyi hissettirebiliyor ve bir hikaye ortaya çıkıyor. Bir nevi empati.

Bir Baba Indie Sordu:   
İlk dinlediğimde gitar rifflerinde inanılmaz bir Post Rock havası sezinlemiştim. Grubun sosyal medyadaki tanıtımlarında sık sık Post Rock ibaresini görüyorum. Post Rock sizin için ne ifade ediyor?

Drama Cevapladı  
Müzik genre'larının kötü tanıtım olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu bir suçlamadan çok, gözlem. Bir Jazz grubunun başka bir müzik tarzını icra etmesini ayıplayan bir etiketleme, belki. Bundan yola çıkarak, bir müzik tarzını kendimize etiketlemedik. Post Rock ve Indie gibi müzik tarzlarından çok beslendik, besleniyoruz. Müziğimize de yansıdığı yadsınamaz fakat, bu grubu domine eden bir etmen olmadı.

Bir Baba Indie Sordu:   
Yaptığınız müziğin alt yapılarını oluşturan şeyler nelerdir? Kendi içinizde oluşturduğunuz kalıplar var mı? Ek olarak; Roxy Finalleri ile ilgili Bir Baba Indie'de yazdığım yazıda bas gitarın etkin olmaması ile ilgili bir eleştiri getirmiştim. Daha sonra kendi yazdığımı okuyunca bunun biraz sert ve gereksiz olduğunu düşündüm. Bunun için Barbaros'a özür dilemek istiyorum. Haddim olmayan bir eleştiriydi. 

Drama Cevapladı   
Kalıplara bağlı değiliz. Sadece bas, davul, gitar ve vokale bağlı kalmamızı gerektiren sınırlar da yok içimizde. İleride farklı enstrümanları müziğimizde kullanabiliriz.

- Barbaros Pakar; eleştiriye ve yoruma açik biri olduğum için benim açımdan bir problem teşkil etmemişti yorumlarınız. O yüzden rahat olun lütfen. Aksine, yaptığımız müziğin kalitesi için her türlü eleştri ve yoruma açık olduğumuzu da bilmenizi isteriz.

Bir Baba Indie Sordu:  
Şarkılarınızın kayıt aşamalarından bahseder misiniz? (Kayıtları nerede yaptığınız, hangi programları kullandığınız, kullandığınız özel teknikler vs.)

Drama Cevapladı    
Kayıtlarımızın bir kısmını evde kendi imkanlarımızla yaptık. Bir kısmını da SAE'de kaydettik. Yakın çevremizden arkadaşlarımızın çok emeği geçti. Buradan da onlara çok teşekkür ederiz.

Bu arada albüm kayıtları için deneme süresindeyiz. Çok yakında profesyonel kayıtlara başlayacağız. Bu süreçte elimizdeki imkanlardan ve teknolojinin nimetlerinden yararlanmayı düşünüyoruz.

Bir Baba Indie Sordu:  
Yıllardır stüdyolara gidip geliyorsunuzdur. Stüdyolarda hem prova hem kayıt olarak beklentileriniz nelerdir?Beklentinizi karşılayan stüdyolar hangileridir? Stüdyolar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Drama Cevapladı    
Evimizdeki rahatlığı sunabilecek, ekipmanlarıyla da bize hitap edecek stüdyoları tercih ediyoruz. İsim verecek olursak Kadiköy'deki 'Açık Sanat' en sık çalıştığımız stüdyodur.

Bir Baba Indie Sordu:   
Şimdiki zamana göre var olan organizasyonları yeterli buluyor musunuz? Sizce müzisyenlerin asıl ihtiyacı olan organizasyonların dokusu nasıl olmalı?

Drama Cevapladı   
Organizasyonlar yeterli olsa bile müzisyenlerin değil, organizatörlerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda oluşuyor. Sanatçıların dinleyici kitlesini hedef alan organizasyonların yapılması daha doğru olur diye düşünüyoruz.

Bir Baba Indie Sordu
Drama dışında müzik veya müzik dışı projeleriniz var mı?

Drama Cevapladı    
Müzik yaparak hayatımızı idame ettirmemiz mümkün olmadığı için, maalesef ki, hepimiz farklı sektörlerde çalışmaktayız. Sadece müzik yapmak istiyoruz tabii ama... :)

***

Bir Baba Indie olarak Drama'ya samimiyetleri için teşekkür ederiz; ve müzik yapmaya devam ettikleri sürece takipçileri olacağımızı bilmelerini isteriz. 


12 Mart 2012 Pazartesi

Two Door Cinema Club ve Metronomy yaza İstanbul'da!

Yaz yaklaştıkça arkadaş ortamlarında sık sık konuştuğumuz "Şu grup bu sene gelse ya hacı" tarzı muhabbetlerin destekleyicisi olan bir haber geldi bu sabah itibariyle.

Indie müziğin yükselen yıldızları Two Door Cinema Club ve Metronomy bu yaz Pozitif'in 25-29 Haziran arası Maçka Küçükçiftlik Park'ta hazırlayacağı "Pozitif Günler" kapsamında sahne almaya hazırlanıyor.

Pazartesi’den Cuma’ya kadar 5 gün sürecek bu konser serisinde, 28 Haziran Perşembe akşamı gruplar şu saatlerde sahnede olacak;

22.15 Two Door Cinema Club
20.30 Metronomy
19.00 Dancing Birds Feel The Beat


Konserlerin biletleri ise 16 Mart Cuma günü Biletix üzerinden satışa çıkacak.



11 Mart 2012 Pazar

Bir Baba Indie Mix: "Şubat 2012"


Bir Baba Indie Mix serisinin ikincisini biraz geç de olsa paylaşıyoruz. Toplam 10 parçadan oluşan Şubat Mixi'nin görseli ise Gizem Satıroğlu'ndan...


01. The Orange Lights - The Explanation
02. Lighting Dust - Take It Home
03. Mother Mother - Legs Away
04. Haley Bonar - Fox and Hound
05. Metric - The Twist
06. The Civil Wars - Barton Hollow
07. Dry The River - No Rest
08. Puressence - How Does It Feel?
09. Eisley - Memories
10. This Will Destroy You - Threads



1 Mart 2012 Perşembe

Müzik Grupları İçin Sosyal Medya: PAPYON



< Müzik Grupları İçin Sosyal Medya

Tamamen canlı olarak düşüncelerimi paylaşacağım. Bu konu hakkında aslında daha fazla araştırma yapılmalı, verimlilik analizi yapılmalı ki gruplar bunları bilinçli bir şekilde kullanarak kendilerini doğru düzgün tanıtsınlar.


Neyse, Twitter'da Trend Topic'lere (TT) bakıyordum. PAPYON'u gördüm. Bir müzik grubuymuş. Tam 10 saniyede yeni bir müzik grubu öğrendim. Amaç adını duyurmaksa bunu çok kolay bir yolla ve çok kısa bir sürede hemen hemen herkese kısa sürede ulaşarak, başardılar.


Göründüğü kadarıyla <Güven Erkin Erkal destekli bir tanıtım yapıyorlar şu anda. Dokuz Sekiz Müzik yapım öncülüğünde tüm takipçilerini 23:00'te yayınlayacakları klibi izletmeye davet ettiler. Şöyle üstün körü atılan Twitlere baktığımda da bunu sürekli paylaşarak, merak uyandırmayı başarmışlar.


 

Saatler 23:00'ü biraz geçtiğinde kliplerini yayınladılar. Tanıtım olarak üst düzey bir başarı olduğunu düşünüyorum. 

Gün boyu atılan Twitlerden bazıları şöyle;

Dokuzsekiz Müzik@DokuzsekizMuzik
Bu #Papyon başka #Papyon... Birkaç saat sonra bildiğiniz her şeyi unutacaksınız... 

demet karaduman@dmtkrdmn
#Papyon bu gece merhaba diyecek .. Yetenekli, enerjik, pırıl pırıl dört tane yakışıklı bır arada ;) 

Dokuzsekiz Müzik@DokuzsekizMuzik
PAPYON'un alışılagelmiş çizgiden uzak tarzı ile tanışmaya saatler kaldı.

 İrem Akar@iremakarr
Yepyeni bir enerji,yepyeni bir tarz ;'PAPYON'... Bu gece bir sürpriz ile müzik severler ile buluşacak.

Dilan Gelir ♔@dilangelir
@PapyonOfficial tam anlamiyla "merak etmek" bu olsa gerek

 Papyon Official@PapyonOfficial
#Papyon için bugün özel bir gün... Sizlerle tanışacağımız için çok heycanlıyız...

 Güven Erkin Erkal@rokerr
PAPYON'a dikkat! Bambaşka bir "Aya Bak Yıldıza Bak" yorumu yaptılar. Bu kışın en neşeli klibiyle geliyorlar... facebook.com/photo.php?fbid…

Devamını takip etmek için;


*Söz konusu yazıda Papyon grubu ve Aya Bak şarkısı değerlendirilmemiştir. Bir şeyler söylemek için erken, ileride ayrıca değerlendirebiliriz.