Üst üste konserlerin açıklanmaya başladığı şu günlerde bir güzel haber daha geldi!
2012 yılının en iyi albümlerinden olan Rats ile çok iyi bir çıkış yapan Balthazar, 29 Mart gecesi Avea Escape To Music kapsamında Roxy'de sahne alacak!
Bizim de Belçika Sound kapsamında geçtiğimiz yıl oldukça ilgimizi çeken Balthazar, geçtiğimiz günlerde 2014 yılı için Leipzig adında bir de single paylaşmıştı.
Takviminize not etmeyi unutmayın!
23 Şubat 2014 Pazar
19 Şubat 2014 Çarşamba
Beirut Ağustos'ta KüçükÇiftlik Park'ta!
The Rip Tide, Nantes, Elephant Gun, A Sunday Smile, The Penalty gibi şarkıların yaratıcısı olan Beirut, geçen iki senenin ardından 17 Ağustos 2014 gecesi KüçükÇiftlik Park'ta!
dredg Nisan'da KüçükÇiftlik Park'ta!
2011 İstanbul konseriyle bizlere hayal gibi anlar yaşatan, "Bu yetmedi, bir daha gelsinler." dedirten dredg, Avea Escape To Music kapsamında, 25 Nisan 2014 gecesi Maçka KüçükÇiftlik Park'ta!
18 Şubat 2014 Salı
Ars Longa kaldığı yerden devam ediyor!
"Sanatçı güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatı açığa çıkarıp sanatçıyı gizlemek, sanatın amacıdır." sözünü kendine şiar edinen, Beyaz Kale, Gerçek Aşk Bekler, Zor Dünya, Gözyaşı Şişesi gibi pek çok şarkının yaratıcısı ve Sakin severlerin bir ayrı bağrına bastığı Ars Longa, 19 Şubat 2014 gecesi, Peyote'de kaldığı yerden devam ediyor!
17 Şubat 2014 Pazartesi
Yıldızlar Geçidi: "Teenage Time Killer"
Supergroup projeleri bu zamana kadar genelde tırt çıksa da, geçen günlerde Teenage Time Killer adında aşmış bir supergroup projesi açıklandı. Aslına bakarsanız, projenin temelinde Corrosion of Conformity'den tanıdığımız Mike Dean ve Reed Mullin var. Eee nerede bunun supergroup'u demeyin, asıl hikaye projeye katkı sağlayan müzisyenlerle ortaya çıkıyor. Hazır mıyız ey cemaat?
İşte böyle, her sene böyle... Dave Grohl'dan Max Cavalera'ya, Corey Taylor'dan Randall Blythe'a kadar uzanıyor destek gösteren müzisyen sayısı.
Nasıl bir albüm olacak sorusuna, Mike Dean şu şekilde cevap veriyor: "METAL ETKİLEŞİMLİ OLD SCHOOL HARD CORE PUNK."
- Jello Biafra (Dead Kennedys)
- Tony Forest (Municipal Waste)
- Tommy Vector (Prong, Danzig)
- Dave Grohl (Foo Fighters)
- Max Cavalera (Soulfly, ex-Sepultura)
- Phil Rind (Sacred Reich)
- Randall Blythe (Lamb of God)
- Pepper Keenan (Corrosion of Conformity)
- Karl Agell (Corrosion of Conformity)
- Doyle Wolfgang von Frankenstein (The Misfits)
- Keith Morris (Black Flag, Circle Jerks)
- Corey Taylor (Slipknot, Stone Sour)
İşte böyle, her sene böyle... Dave Grohl'dan Max Cavalera'ya, Corey Taylor'dan Randall Blythe'a kadar uzanıyor destek gösteren müzisyen sayısı.
Nasıl bir albüm olacak sorusuna, Mike Dean şu şekilde cevap veriyor: "METAL ETKİLEŞİMLİ OLD SCHOOL HARD CORE PUNK."
16 Şubat 2014 Pazar
İZLE | Bruce Springsteen & Eddie Vedder'den "Highway To Hell"
Bruce Springsteen'ın yanına Eddie Vedder'ı koyun, bir de gitarda Rage Against The Machine'den Tom Morello'yu ekleyin ve bu üçlü AC/DC'den Rock'n Roll marşı Highway To Hell'i nasıl söyler diye hayal edin. Ya da etmeyin!
Sizi hemen aşağıya alıp, Bruce Springsteen'ın Avustralya konserinde ortaya çıkan bu görüntülerle baş başa bırakalım.
9 Şubat 2014 Pazar
Bir Baba Indie Mix: "Ocak 2014"
Ocak 2014 mixtape'i için sizi hemen aşağıya alalım o vakit.
Nice mutlu mix'lere...
Diğer mix'ler için: 8tracks.com/birbabaindie
Playlist:
01. Cheek Mountain Thief - Cheek Mountain
02. The Family Crest - Love Don't Go
03. Hey Rosetta! - New Goodbye
04. Blaudzun - Solar
05. Benjamin Biolay - Dans la merco Benz
06. Françoiz Breut - Marie-Lise
07. Marie Fisker - Ghost Of Love
08. Athlete - Wires
09. Adaline - Famous For Fire
10. The Last September - Milk
2 Şubat 2014 Pazar
Felix da Housecat'ten Babylon'da muhteşem bir performans!
1 Şubat Cumartesi gecesi Felix Da Housecat'in sahne aldığı Babylon'daydık. Red Bull Music Academy Nights dahilinde mekanda sahne alan Felix'e ilgi büyüktü. 22:30'da DJ Ahu'nun setiyle başlayan gecede mekan saat 23:30'a yaklaştıkça kalabalıklaştı ve Jarvis Cocker'dan Roisin Murphy'e uzanan muhteşem setini tamamlayan Ahu, yerini Amerika çıkışlı usta prodüktöre bıraktı.
Oldukça hareketli başlayan gece ilk olarak prodüktörün klasikleşmiş remix'leriyle başladı. Ali Love'ın 'Another'ına ve Nina Simone klasiği 'Sinnerman'e getirmiş olduğu efsane yorumdan sonra sırada 'Kittenz and Thee Glitz' dönemi vardı. 'Madame Hollywood' ve 'Silver Screen' gibi old-school hitler adeta bomba etkisi yaratarak gecenin peak anlarından birinin yaşanmasını sağladı.
İlk kez Felix da Housecat'i canlı dinleyen birisi olarak prodüktörün 80'li yılların hitlerine yer vermesini ise hem şaşırtıcı bulduk, hem coşkuyla karşıladık! Disko orgazmı yaşatan ve Daft Punk'ın son albümünden de hatırlayabileceğimiz prodüktör Giorgio Moroder'in 'I Feel Love'ı ve Donna Summer'ın eşsiz yorumu, 'Relax' (Frankie Goes to Hollywood) ve 'Just Can't Get Enough' (Depeche Mode), Felix'in getirdiği yorumla kitleyi coşturan parçalar arasındaydı. Gecenin coşkusu ise Felix'in daha progressive parçalara imza attığı dönemi olan 1990'lardan seçmiş olduğu parçalarına getirdiği yorumlarla devam etti ve gecenin sonunda hepimiz yorgun ama mutlu bir şekilde mekandan ayrıldık.
Işıldayan bir mekan ve sağlam bir ses düzeni ile böylesine güçlü bir performansı izlemek heyecan verici bir deneyimdi, hatta tadı damağımızda kaldı diyebiliriz. Sırf bu nedenle bile Babylon'u ve Red Bull Music Academy Nights'ı bu sezon takip etmekte fayda var.
Ahu'nun mixtape'i buradan dinlenebilir:
Sırada ne var?
Oldukça hareketli başlayan gece ilk olarak prodüktörün klasikleşmiş remix'leriyle başladı. Ali Love'ın 'Another'ına ve Nina Simone klasiği 'Sinnerman'e getirmiş olduğu efsane yorumdan sonra sırada 'Kittenz and Thee Glitz' dönemi vardı. 'Madame Hollywood' ve 'Silver Screen' gibi old-school hitler adeta bomba etkisi yaratarak gecenin peak anlarından birinin yaşanmasını sağladı.
İlk kez Felix da Housecat'i canlı dinleyen birisi olarak prodüktörün 80'li yılların hitlerine yer vermesini ise hem şaşırtıcı bulduk, hem coşkuyla karşıladık! Disko orgazmı yaşatan ve Daft Punk'ın son albümünden de hatırlayabileceğimiz prodüktör Giorgio Moroder'in 'I Feel Love'ı ve Donna Summer'ın eşsiz yorumu, 'Relax' (Frankie Goes to Hollywood) ve 'Just Can't Get Enough' (Depeche Mode), Felix'in getirdiği yorumla kitleyi coşturan parçalar arasındaydı. Gecenin coşkusu ise Felix'in daha progressive parçalara imza attığı dönemi olan 1990'lardan seçmiş olduğu parçalarına getirdiği yorumlarla devam etti ve gecenin sonunda hepimiz yorgun ama mutlu bir şekilde mekandan ayrıldık.
Işıldayan bir mekan ve sağlam bir ses düzeni ile böylesine güçlü bir performansı izlemek heyecan verici bir deneyimdi, hatta tadı damağımızda kaldı diyebiliriz. Sırf bu nedenle bile Babylon'u ve Red Bull Music Academy Nights'ı bu sezon takip etmekte fayda var.
Ahu'nun mixtape'i buradan dinlenebilir:
Sırada ne var?
“Canımsın” Brazzaville!
Hemen her sene ülkemizde konser veren ve bir İstanbul aşığı
olan David Brown, Brazzaville ile birlikte geçtiğimiz 29 ve 30 Ocak
tarihlerinde tekrardan Babylon’da sahne aldı.
Bu kadar çok gelmelerine rağmen ilk defa 30 Ocak günü kendilerini
canlı dinleme fırsatına sahip oldum. Ve fark ettim ki grubun canlı performansı,
zaman zaman akla düşüp kulaklıkla dinlenilenden çok daha fazla haz verir
nitelikteymiş.
Kimi grupların, çok
sevilmelerine rağmen, canlı performanslarındaki tabiri caizse “ruhsuzluk”
Brazzaville’i esir almamış ve bunun beni bir hayli sevindirdiğini
söyleyebilirim. Konserlerde sadece şarkılarını söyleyip sahneden inen gruplara
olan sevgim bu tavrı gördüğüm an bir nebze azalır. Fakat Brazzaville buna sebebiyet
vermediği için de gönüllere bir kez daha taht kurmuş oldu. Tamamen samimiyet ve
içtenlik kokan bir tavırla konserde defalarca kez yüzlerde büyük gülümsemelere
sebebiyet veren ve konser sonrası kulaklığa sarılıp daha çok dinleme isteği uyandıran bir grup olduğu için de onlara karşı duyduğum sevgi daha bir anlam kazanmış
oldu.
David
Brown’un sergilediği
sempatik tavırlar, grubu resmen bizim içimizden çıkmış bir topluluk gibi
izlememizi sağladı. Artık biz Türkleri o kadar iyi tanıyor ki pek çok kez kısa
anılarıyla bu durumu biz dinleyenlerine fark ettirdi. Şarkılarını çalmadan önce
onlar hakkında ufak konuşmalar yapıp, bilgiler vermesi, hikayeler anlatması,
Babylon’u Ying ve Yang olarak ikiye bölüp, her iki taraftan şarkı önerileri
alması, şarkı bittikten sonra dinleyenlere “Gözümsün! Canımsın! Çok iyi yea!” gibi
sempatiklik harikası tepkilerde bulunması belki de David Brown’un dinleyenlerle bir başka güzel köprü kurma şekli
olarak dikkatleri çekmedi değil.
Grup konserde 17, Love is
the Answer, Clouds in Camarillo, Bosphorus, Taksim, Jesse James,
Peach Tree benim için en dikkat çekenler olmak üzere bi David Bowie şarkısı
olan “Moonday Dream”i çalarak pek çok kişinin yüzünü güldürmüş oldu.
Bunların dışında konserin benim için en önemli olan kısmıysa,
Brazzaville’in ilk defa dinlemiş olduğum Anabel 2’su ile tanışmamdı. Konser
sonrasında da abartısız bir şekilde, kafamın içinde sadece
bu şarkının melodisini çaldım. Ve artık Brazzaville denildiği an aklıma ilk
gelecek olan melodileri bulmuş oldum.
Yani son olarak şunu diyebilirim ki, bir sonraki konser
haberini görünce “Nasıl olsa izledim ya” tepkisi vermememe sebep olacak olan
bir gece yaşattığın için “canımsın” Brazzaville!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)