2 Şubat 2014 Pazar

“Canımsın” Brazzaville!


Hemen her sene ülkemizde konser veren ve bir İstanbul aşığı olan David Brown, Brazzaville ile birlikte geçtiğimiz 29 ve 30 Ocak tarihlerinde tekrardan Babylon’da sahne aldı.

Bu kadar çok gelmelerine rağmen ilk defa 30 Ocak günü kendilerini canlı dinleme fırsatına sahip oldum. Ve fark ettim ki grubun canlı performansı, zaman zaman akla düşüp kulaklıkla dinlenilenden çok daha fazla haz verir nitelikteymiş.

 

Kimi grupların, çok sevilmelerine rağmen, canlı performanslarındaki tabiri caizse “ruhsuzluk” Brazzaville’i esir almamış ve bunun beni bir hayli sevindirdiğini söyleyebilirim. Konserlerde sadece şarkılarını söyleyip sahneden inen gruplara olan sevgim bu tavrı gördüğüm an bir nebze azalır. Fakat Brazzaville buna sebebiyet vermediği için de gönüllere bir kez daha taht kurmuş oldu. Tamamen samimiyet ve içtenlik kokan bir tavırla konserde defalarca kez yüzlerde büyük gülümsemelere sebebiyet veren ve konser sonrası kulaklığa sarılıp daha çok dinleme isteği uyandıran bir grup olduğu için de onlara karşı duyduğum sevgi daha bir anlam kazanmış oldu.


David Brown’un sergilediği  sempatik tavırlar, grubu resmen bizim içimizden çıkmış bir topluluk gibi izlememizi sağladı. Artık biz Türkleri o kadar iyi tanıyor ki pek çok kez kısa anılarıyla bu durumu biz dinleyenlerine fark ettirdi. Şarkılarını çalmadan önce onlar hakkında ufak konuşmalar yapıp, bilgiler vermesi, hikayeler anlatması, Babylon’u Ying ve Yang olarak ikiye bölüp, her iki taraftan şarkı önerileri alması, şarkı bittikten sonra dinleyenlere “Gözümsün! Canımsın! Çok iyi yea!” gibi sempatiklik harikası tepkilerde bulunması belki de David Brown’un dinleyenlerle bir başka güzel köprü kurma şekli olarak dikkatleri çekmedi değil.

Grup konserde 17, Love is the Answer, Clouds in Camarillo, Bosphorus, Taksim, Jesse James, Peach Tree benim için en dikkat çekenler olmak üzere bi David Bowie şarkısı olan “Moonday Dream”i çalarak pek çok kişinin yüzünü güldürmüş oldu.

Bunların dışında konserin benim için en önemli olan kısmıysa, Brazzaville’in ilk defa dinlemiş olduğum Anabel 2’su ile tanışmamdı. Konser sonrasında da abartısız bir şekilde, kafamın içinde sadece bu şarkının melodisini çaldım. Ve artık Brazzaville denildiği an aklıma ilk gelecek olan melodileri bulmuş oldum.


Yani son olarak şunu diyebilirim ki, bir sonraki konser haberini görünce “Nasıl olsa izledim ya” tepkisi vermememe sebep olacak olan bir gece yaşattığın için “canımsın” Brazzaville!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder