Post Rock'tan çok umutluydum. Rock'ın 90'lardan sonra gelen durgunluğunu ya da müzikal kısırlığını, Post Rock ile atabileceğini düşünüyordum. Olmadı. Belli bir noktadan sonra, Post Rock'ta belli bir kısır döngü içerisine girdi. Hatta çoğu post rock şarkısını dinlerken, müneccimlik (ne zor bir kelimedir bu yahu) huyumun olduğuna öğrendim. Düzenlemeler o kadar kalıplarla doluydu ki, bir post rock grubundan daha fazlasını bekleyemiyordunuz. Sıkmıştı lan beni Post Rock.. Tekrarlar üzerine kurulu bir müzik..
İşte bundan bir kaç ay önce böyle düşünceler içerisindeyken, denk geliverdim Glaciers adlı gruba. İlk dinlediğimde grup resmen çarpmıştı beni çünkü yaptıkları iş bariz Post Rock iken, kullandıkları farklı altyapıları ve düzenlemeleriyle ben farklıyım diye bağrıyordu. Gel zaman git zaman Glaciers'i dinlemeye devam ettiğimde anladımki ne farklı altyapıları ne de grubun düzenlemeleri gözümde Glaciers'i farklı kılan, grubun en önemli yanının şarkıların melodik yanının olduğunu farkettim. Grupta bariz bir melodi dolgunluğu var. Bu melodik yan, sizi dinlediğinizde vuruyor.
Isis, Glaciers' e referans olabilir ancak Isis'in yaptığı şeye post rock demek saçma olur. Benzer gitar tonlarına sahip diyebiliriz iki grup için. Her neyse bu referans işini beceremeyeceğim sanırım, Glaciers'i son zamanlarda çıkan benzer post rock grupları arasında farklı olmayı becerebilen bir grup. Dinlemeniz önerilir.
Sinir etmeyin beni, dinleyin.
http://www.myspace.com/glaciersband
10 !
YanıtlaSil