Mabbas, RHCP konseri sonrasında led ekranlar için şuna benzer bir açıklama yapmıştı: "Dünya'nın her yerinde led'ler var artık, led ekran olmayan konser bulamazsınız." Eyvah!
RHCP konseri sonrasında yaşananlar halen taze olsa gerek, bir çok kişi organizasyondan ciddi anlamda şikayetçi. Konsere gidenler tepkilerinde kesinlikle haklılar, organizasyon tam anlamıyla sınıfta kaldı. Bu organizasyon ibretlik bir case olarak öğrencilere pek alâ aktarılabilir. Ancak konser sırasında benim canımı sıkan başka bir nokta oldu ki; organizasyon probleminden çok daha önce gelen, çok daha gerçek olan şey: LED ekranlar. Organizasyonel hatalar düzeltilebilir ancak led ekranların meşrulaşması ve o meşrulaşmanın getirdiği sosyal dönüşümler değiştirilmez, değişilmez.
Tool ya da Radiohead'in herhangi bir konserini devasa led ekransız düşünebilir misiniz? O devasa led'leri günümüz konserlerinden aldığınızda, geriye konserin atmosferi adına ne kalır ki? Post- modernleşen insan, konsere sadece canlı performanslar için gitmiyor kuşkusuz, insan yaratılan o gerçek üstü atmosferi deneyimlemek ya da anlamak için de konserde bulunmak istiyor. Yaratılmaya çalışan bu gerçek üstü ortam, bir şarkının salt melodiden geçmediğini de ortaya çıkarıyor kuşkusuz. İnsanlar "Transmedia storytelling" kavramının bir benzeri yaşanıyor artık konserlerde. Artık mesaj sadece enstrüman ve müzisyenler üzerinden gelmiyor, farklı unsurlar da işin içerisinde. Bahsettiğim bu çerçeve içerisinde, led'ler oldukça önemli bir yere sahip kuşkusuz. O atmosferin olmazsa, olmazı...
Ancak led ekran kullanımları son zamanlarda amacından sapmakta sanki, bir nevi led'ler için de, atom enerjisinin atom bombasına dönüşüm süreci yaşanıyor. Günümüz konserlerin bir çoğunda led'ler bir atmosfer unsurundan çok, daha çok seyirciyi konsere çekmenin bir unsuru olarak kullanılmakta. Al sana amacından uzaklaşan bir icat daha... Daha doğrusu uzaklaştırılan bir icat daha. Sahnenin iki yanına yerleştirilmiş kocaman led'ler ve bir alana tıkıştırılmış binlerce insan...
Oysa yukarıda da bahsettiğim gibi, konserler artık sadece konser değil, bir deneyim (yoğunlaş deneyim ekonomisi), bir ritüel, bir ihtişam... Sen böylesine büyüleyici bir alanı, devasa LED'ler ile daha çok kişiye sunduğunu düşünüyorsun. Kusura bakma "bok ediyorsun" aslında sen. O arkada kalan 'ucuz' insanların görmesi ya da deneyimlemesi için sağlamaya çalıştığın "şey" artık konser değil, ritüel değil, hele insanlık hiç değil!
O sahnenin yan taraflarına yerleştirilen Led'ler bir yandan konserin atmosferini yok ederken bir yandan ise konser alanlarındaki sınıfsal uçurumların daha da artmasına sebebiyet veriyor. Sınıfsal uçurumlar mı? Neredeyse alfabedeki tüm harflerin biletlerin ya da konser alanlarının sınıflandırılması için kullanılması sana bir şey ifade etmiyor mu? Amacından uzaklaşılarak kullanılan Led'ler sınıfsal çelişkileri konser alanlarında bile yüzümüze yüzümüze vuruyor. 70 liralık bilet alan bir kişinin, bir konseri deneyimleme şansı iğne kalınlığında müzisyenler, boğuk sesler ve bir ekrandan gelen sahneye dair görünen görüntülerden dahası değil artık
Birisi bana sahnedeki müzisyenlerin iğne kalınlığında gözükmesini açıklayabilir mi? Ama Led'ler olmasın cevap lütfen, zaten Led'ler yüzünden o müzisyenler iğne kalınlığında ya! Ve yine Led'ler sayesinde 150 Liralık sahne önü biletleri 500- 600 Lira civarında ya!
Sınıfsal eşitsizlik hiç bu kadar görünür kılınmamıştı. Sanki birileri "senin ancak ve ancak hak ettiğin yer bu alandan ibaret" diyor. Burada yaşamalısın, burada tüketmelisin diyor... İnsanın belki de özü olan tınıları burada dinlemelisin. Özümüzden hangi ara bu kadar uzaklaştık be arkadaş? Müziğimizden hangi ara bu kadar uzaklaştırıldık?
Konser çıkışında birisi şöyle diyordu, ne de haklı diyordu: "Artık konsere de gidilmez"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder