30 Nisan 2013 Salı

Vodafone Istanbul Calling'e 3 yeni isim daha!

Mevzu iyice çığrından çıktı! Birkaç sene önce "N'olur gelsinleeer!" diye can attığımız isimlerin art arda açıklanmasıyla "Artık yeteeer!" diyecek noktaya geldik. Ne mutlu, ne güzel, ne değişik duygular...

Velhasılıkelam; Vodafone Istanbul Calling konserler dizisine 3 yeni isim daha eklendi!

26 Haziran: BLOC PARTY

biletix.com/BlocParty



7 Ağustos: The XX

biletix.com/TheXX




15 Haziran: ZAZ

biletix.com/ZAZ



Eksen On Fair'de bu sene!

Radyo Eksen tarafından geçtiğimiz sene ilki düzenlenen Eksen On Fair festivaline bu sene katılacak olan gruplar açıklandı.

Yine 15 Eylül tarihinde Parkorman'da gerçekleşecek olan "kapanış festivali" mahiyetindeki gecede sahne alacak isimler ise; İngiliz Paul "The Modfather" Weller, İsveçli enerji bombası The Hives'ın yanı sıra, The Undertones ve Systema Solar olacak.

Açıklanan bu isimler ve daha fazlası, plakçılar, kitapçılar ve yemekçilerle birlikte ilkinde olduğu gibi bu sene de festivaldeki yerini alacak.



25 Nisan 2013 Perşembe

Eisley'den 2 yeni parça birden!


'Canım' gruplarımızdan Eisley, 28 Mayıs tarihinde çıkartacağı yeni albümü Currents'ten geçtiğimiz hafta paylaştığı yeni parça Drink the Water'ın ardından albümle aynı adı taşıyan yeni bir single daha paylaştı.

Yine bambaşka, değişik bir Eisley var karşımızda.

Hadi bakalım.






24 Nisan 2013 Çarşamba

VİDEO | Two Door Cinema Club - "Handshake"


Two Door Cinema Club, Beacon albümünden Handshake adlı parçaya 'yesyeni' bir video klip çekti!

İzliyoruz...

23 Nisan 2013 Salı

BAULTA - Gemi, Kaptanlar, Deniz, Fırtına ve Post Rock...

Post rock ciddi anlamda bir yenilik sıkıntısı içerisinde. Karbon kopya gruplar, benzer sesler, benzer alt yapılar ve dahası- ama yine de post rock'ı seviyoruz, orası ayrı-... Mono ya da Sigur Ros gemiyi ilk fırtınada terk eden kaptanlar gibi post rock'tan çoktan kopup gittiler, onlar artık ayrı bir müzik icra ediyorlar. Fırtına dindi ve gemi kaptansız kaldı. Gemi artık gitmiyor, gemi artık yeni ufaklara yol açamıyor. Post Rock ufkumuzu açamıyor. Fırtına sonrası deniz o kadar dingin ki gemi akıntıya dahi kendini bırakamıyor. Sanki boşlukta gibi gemi. Post rock sıkıntılı ve dertli. Yeni kaptanlarını bekliyor. Gezilecek, görülecek çok deniz var oysa ki!

Arada post rock adına güzel şeyler de oluyor. Benim gibi yenilik arayan bünyeleri pek sevindirmese de çoğu zaman bu durum, en azından post rock denen şeyi kaliteli bir şekilde dinlemek de güzel bir his. Bu hissi sağlayan grup ise Baulta. Finlandiya'lı 4 kişiden oluşan bu post rock grubunun en önemli özelliği müziği evelemeden gevelemeden önümüze sunmaları. Sakin başlayıp, sonra g.tü başı dağıtan post rock şarkılarına sahip değil Baulta, ilk notadan itibaren g.t baş bırakmıyor grup.

Sertler, hemen hemen tüm şarkılarda daha ilk notadan bu hırçın duruşu hissedebiliyorsunuz. Bu sebeple, riff kullanımları tüm şarkıların ana hattını oluşturmakta. Riff'ler yaratmak istedikleri atmosferi oldukça iyi destekliyor. Metronom ise alıp başını gidiyor çoğu şarkıda. Davulcu acaba bazen kendini bir hardcore grubunda mı düşünüyor acaba? - Keşke liseli bir hardcore grubunda davulcu olsaydım diye iç çekiyor sanki ama işte post rock grubu olmayınca Peyote'ye giremeyeceğini de biliyor, sonuç olarak post rock içerisinde oldukça hırçın ritimleri soframıza sunuyor, bir post rock grubuna göre oldukça sert davul ritimlerine sahip Baulta.. Bence davulcu'nun sevgilisi yok, Peyote'ye girmek için Baulta'ya eklenmiş ama yakında sevgili yapar.

Grubun enerjik yanı kuşkusuz olarak çok önemli, ancak kendi içlerinde melodik tarafları da bir o kadar ön planda duruyor. Hırçın hal ve melodiler güzel bir harmoni yakalamış. Grup ilk albümde neredeyse tüm şarkılarında akılda kalacak, şarkıyı alıp götürecek melodilere sahip. Debut albümde 9 şarkıları  var ve 9 şarkının tümünde akılda kalacak, sağlam melodiler mevcut.

Post rock'ın hırçın halini sevenler ya da ritmik halini arzulayanlar için Baulta gerçekten oldukça güzel bir alternatif. Baulta her ne kadar post rock'ta kaptan koltuğuna geçmese de, gemiyi terk etmeyip, gemiye bir gün yön vereceği günü hayâl ediyor bence. Bu enerjik hâl başka bir fırtınada işe yarayacaktır muhtemelen.



22 Nisan 2013 Pazartesi

YENİ | Tavana Basma - “Eğlencenin Ortasında”

İlgililerin Künt ve Telebant gibi gruplardan da hatırlayabileceği Kerim Safa, bu sefer solo projesi Tavana Basma ile karşımızda.

15 Nisan’da yayınlanan “Totem” videosunun ardından “Eğlencenin Ortasında” isminde 5 parçadan oluşan bir mini albüm de Mayıs ortası gibi tavanabasma.com'da olacak. Kapak tasarımını Naz Yılmaz'ın yaptığı bu projedeki işitsel her şey Kerim Safa tarafından yapılmış.




19 Nisan 2013 Cuma

Porcupine Tree bir süre askıya alındı!


Kolay değildi tabi aynı anda 6-7 tane grup, senede 2 solo albüm, 10 küsür tane projede bir şekilde katkıda bulunmak. Sonunda Steven Wilson'cığım da biraz durulmaya karar verdi.

Steven Wilson, başka bir proje grubu olan Blackfield'ın yeniden kayda girdiğini ancak bu seferki süreçte kendisinin sadece kayıt ve prodüksiyonda yer alarak birkaç şarkıda da gruba eşlik ettiğini belirtti.

Asıl grubu Porcupine Tree ile alakalı olarak da bir süre gruba ara verip, kendi hayatına biraz daha fazla zaman ayırarak, sadece solo projesiyle ilgileneceğini açıkladı.

Umarım bu ara Wilson'a güzel bir şekilde yarar ve kısa bir sürede bu gruplarıyla da geri döner.




16 Nisan 2013 Salı

Bağımsız Festival 3 - Kadıköy Sahne


Müzik Hayvanı'nın organize ettiği, bana göre konser temasıyla yepyeni bir oluşumun, düşüncenin adını Kadıköy çatısı altında kuvvetlendiren bir festival olan Bağımsız Festival'in 3.sü ile ilgili detaylar belli oldu.

22 Ekim'deki festivalin, 2.sinin son gününü yakalamıştık. Dunia'da hala hafızamda silinmeyen bir Ars Longa performansına tanık olmuştum. O konserden sonra 3.sünü iple çeker halde bekliyorduk. Müzik Hayvanı'ndan festival haberi bir kaç gün önce paylaşıldı. Bizde sıcağı sıcağına paylaşmayı istedik.




Bağımsız Festival 3, 1-3 Mayıs tarihleri arasında Kadıköy Sahne'de olacak. Gönül isterdi ki festivalin bir ayağını Dunia'ya, bir ayağını da Karga'ya aktararak geniş kapsamlı bir festival haberini yazsaydık. Kadıköy Sahne ciddi şekilde Kadıköy'de dikkat çekici bir hale gelmeye başladı. Anadolu yakasında bu yönde ciddi bir eksik olduğunu düşünüyorum. Umarım ileride daha sık Kadıköy Sahne adını duyarız. Tabi Dunia'yı es geçmeden.

Bağımsız Festival 3'ün takvimi inanılmaz güzel. Takvimin detayları ise şöyle;





1 Mayıs, Çarşamba


  • Replikas
  • Sekerse Tehlike
  • Rehber






2 Mayıs, Perşembe


  • Gevende
  • Ahmet Beyler
  • Künt


3 Mayıs, Cuma


  • Baba Zula
  • Yok Öyle Kararlı Şeyler
  • Yüzyüzeyken Konuşuruz






* * *





Festivale gitmek istiyorum diyenler [Tam Buraya] tıklıyor. 



15 Nisan 2013 Pazartesi

YENİ ALBÜM | DRAMA - Yalnız Bir Duygu

Albüm Kapağı - Fotoğraf: Duygu Özlem

Nisan ayını her zaman çok sevmişimdir. Bu sene daha çok sevdim. Yakından takip ettiğim gruplar ilk albümlerini çıkartıyorlar. Geçen hafta Softa'nın Hunili Ayin albümüyle ilgili bir yazı yazmıştım. Bu hafta ise Drama'nın ilk albümü Yalnız Bir Duygu ile ilgili bir yazı yazacağım. Onlar kadar heyecanlı olmam tabi ki mümkün değil ama onlarınkine yakın bir heyecan ile yazdığımı bilmenizi isterim. 

Drama, kendine ait sakin ama çok sağlam ve kolay kolay yıkılmayacak bir düşünce yapısına sahip. Genellikle gruplar dış etkenlerden, iyi ya da kötü eleştirilerden doğrudan etkilenip kabuk değiştirebiliyorlar. Benim gördüğüm ve gözlemlediğim Drama, ilk dinlediğimde nasılsa şu anda da öyleyleler. Değişen tek şey isimleriydi. Kertenkeleler isminden Drama'ya geçiş sürecini daha önce yaptığımız röportajda anlatmışlardı. 

Yalnız Bir Duygu albümü kayıtları uzun süredir devam ediyordu. Yakından takip edenler Drama'nın son 1 yılında sürekli bu albüm ile ilgili çalıştığını görmüşlerdir. Bir yandan albüm çalışmaları için kayıtlara devam ederken, bir yandan da konser vermeye devam ettiler. Bir önceki paragrafta bahsettiğim kendi çizdikleri yoldan ve düşüncelerden hiç sapmadan.

Davul: Semhan Aydın | Bas: Barbaros Pakar | Elektrik Gitar: Sercan Sayar | Vokal: Duygu Güven

Drama'nın ilk abümü Müzik Hayvanı etiketiyle çıkıyor. Bu etiket bana, grubun kafasındaki düşüncelerin ışığında gerçekleşen bir eylem olduğunu hissettiriyor. Müzik Hayvanı son dönemlerde gördüğüm en etkileyici ve özlemini duyduğum düşüncelerin kusursuz bir oluşumudur. Biz müziğin peşinde koşan insanların, dinleyicilerin, arkadaşlarımızın, ne kadar samimi ve içten insan varsa hepsinin bir kez ya da bir çok kez Müzik Hayvanı ile ilgili düşünmesi ve bir şeyler paylaşması gerektiğine inanıyorum. İlk albüm için (umarım sonraki albümlerde de) Drama ve Müzik Hayvanı  buluşması çok yerinde ve doğru bir karardır. Bunun etkilerini albüm çıktıktan sonra daha net anlayacağımızı umuyorum.

Yalnız Bir Duygu'nun detayları çok fazla belli değil. İlk günden bu yana sürekli dinlediğimiz, ezberlediğimiz Akbabalar, Acıbadem ve  Uzak muhtemelen bu albümde olacak. Bunların dışında daha önce hiç duymadığımız yeni bir şarkı gelecek mi merakla bekliyoruz. Drama'nın facebook hesabında paylaştığı, Duygu Özlem'in çektiği albüm kapağının fotoğrafının da çok güzel olduğunu belirtmek isterim.

DramaYalnız Bir Duygu'nun lansman gecesini Dunia'da, 23 Nisan Salı akşamı yapacak. Böylece Kadıköy çatısı altında Drama, Dunia ve Müzik Hayvanı ortaklığında müthiş bir gece olacağını gönül rahatlılığı ile söyleyebilirim.

Yine güzel müzik, güzel insanlar... Dinleyin, sevin! 


12 Nisan 2013 Cuma

Gezi Parkı İçin Ayağa Kalk Festivali!

Taksim Projesi'nin tek yeşillik alanı olan Gezi Parkı'nı ortadan kaldırarak, bölgeyi "Topçu Kışlası"na çevirme çalışmalarına tepki vermek adına düzenlenecek olan 1. Gezi Parkı İçin Ayağa Kalk Festivali 13 Nisan 2013 Cumartesi günü gerçekleşecek.

Gündüz ve Akşam sahnesi olarak 2'ye ayrılan etkinlikler şu şekilde tüm gün devam edecek;

12.00 – 18.00 – Gündüz Sahnesi

ENTEGRE - Sokak İşi Performans Topluluğu
KOMİK GÜNLER - Müzik Topluluğu
SAMBİSTANBUL - Perküsyon Topluluğu
AHMET BEYLER - Müzik Grubu
KABİLE - Juggling Topluluğu
SAHNE HAL Tiyatrosu
ÇIPLAK AYAKLAR Kumpanyası
CANDAN BAŞ - Dans Sanatçısı
ÇETE - Tiyatro Performans
İLKER KILIÇER - Pandomim Sanatçısı
MUZİKA RETORİKA - Kabere Topluluğu

18.00 – 24.00 – Akşam Sahnesi

18.00 - SATTAS REGGAE BAND
18.35 - KOLEKTİF İSTANBUL
19.10 - TAHRİBAD-I İSYAN
19.45 - BULUTSUZLUK ÖZLEMİ
20.20 - YASEMİN MORİ
20.55 - LUXUS
21.30 - KORHAN FUTACI VE KARA ORKESTRA
22.05 - YAŞAR KURT
22.40 - BÜYÜK EV ABLUKADA
23.15 - YOLDA



taksimicinayagakalk.com
twitter.com/ayagakalktaksim
facebook.com/taksimgeziparkidernegi
youtube.com/user/TaksimGezi

11 Nisan 2013 Perşembe

Günün Etkinlikleri: Balmorhea / senbeno Night


Dolu dolu bir Perşembe günü olacak bu hafta. Hazır mıyız?

Öncesinde Salon İKSV'de Teksaslı Enstrümantal Deneysel grup Balmorhea ile minimal minimal takılacağız. Ardından da koştur koştur Ghetto Istanbul'a geçerek senbeno ailesinde bulunan Ars Longa, Sapan, Biz, Vera ve Neyse’nin sahne alacağı senbeno Night: Highlight the Talent! ile yerli alternatif gruplarımızı dinleyeceğiz.

Peki ya siz?

11 Nisan 2013 Perşembe

Balmorhea
Salon İKSV
21.30
Facebook

senbeno Night: Highlight the Talent!
Ghetto Istanbul
21.45
Facebook




10 Nisan 2013 Çarşamba

Bir Baba Indie Mix: "Mart 2013"

Bir Baba Indie proudly presents,

Geçtiğimiz Mart ayında takılıp kaldığımız öyle bir kaç isim oldu ki tüm listeyi o isimlerle çok rahat doldururduk. Ama doldurmadık, sabrettik, direndik. Ancak siz direnmeyin sevin, bol bol dinleyin bu isimleri.

Kim mi bu isimler?

Marble Sounds, Midas Fall, Fossil Collective, We Shot The Moon...

Jason Molina'yı da anmadan geçmedik, geçemezdik.

Sevgiyle...



Diğer mix'ler için: 8tracks.com/birbabaindie


Playlist:

01. Marble Sound - Ship In The Sand
02. We Shot The Moon - Story Bridge
03. Wild Beasts - Reach a Bit Further
04. IAMX - Land of Broken Promises
05. SoKo - I'll Kill Her
06. Myslovitz - The Melancholy Tower
07. Iyeoka - Simply Falling
08. Magnolia Electric Co. - Nashville Moon
09. Midas Fall - Carnival Song

7 Nisan 2013 Pazar

Ve No Clear Mind Mayıs'ta Peyote'de!


Geçtiğimiz sene ortalarında bir grup paylaştık aramızda."Şu şarkı çok güzel olm muhakkak dinle", "Bu şarkı daha da muhteşemmiş buna gel olm sen bi" diye aramızda çılgın atarken var olan tüm şarkıları tekrar tekrar dinlemeden duramadık ve o günden sonra hiç bir şey aynı kalmadı. :)

9 Haziran 2012 tarihinde röportaj yapabilmek adına grupla ilk kez iletişime geçtikten sonra bir şekilde hep bağlantıda kaldık ve elimizden geldiğince de Peyote ve grup arasında köprü görevi görerek yardım etmeye çalıştık. Bugün itibariyle canlı olarak belki de en çok izlemek istediğimiz, "en özel" gruplarımızdan olan No Clear Mind mailinde diyordu ki bize; "10 Mayıs da Peyote sahnesindeyiz dostlar!"

Ufak da olsa bir katkı sağladığımızı düşündüğümüz bu güzel insanları ağırlayacak olmak şimdiden fazlaca heyecanlandırıyor bizi.

Yeni albümleri Mets'i ilk kez bu konserde çalacağını söyleyen NCM, İzmirlilere de beklemede kalın diyor!? ;)

Edit: 8 Mayıs İzmir konseri mekanı Ege Üniversitesi olarak netleşti.

Edit 2: Inner Ear Records etiketiyle çıkacak olan yeni albümden 2. single ve video ''When you are not here'' adlı parçaya gelmiştir.




NO CLEAR MIND
10 Mayıs 2013
Peyote



6 Nisan 2013 Cumartesi

YENİ ALBÜM | SOFTA - HUNİLİ AYİN




Softa nihayet albümüne kavuşuyor. Son dönemde albümlerin varlığına inancına zayıflayıp, canlı müziğin kendisine dönmeye başladım diyebilirim ama Softa'nın konserlerine gidemediğimiz günlerde "yahu bari kayıtları dinleyebilsek" diye hayıflandığım çok oldu. Albüm işte bu yüzden önemli; ama bir o kadar da önemsiz.

Softa ile ilk Myspace üzerinden tanışıp, Roxy finallerinde yüz yüze görüştüğümüzde hemen bir albüm ve hızlı bir yükseliş beklentisi oluşmuştu. Bunda yarışma sonucu ve ödülü etkili oldu diyebilirim. Bu beklenti sadece bende değil o gün orada olan herkeste vardı. Zira o güne dair çok net hatırladığım şeylerden biri Furkan'ın kapı önünde elinde birasıyla heyecandan titremesi ve ekipmanlarındaki yetersizliği vurgulamasaydı. Diğer gruplar kusursuza yakın soundları ve binlerce TL'lik Fender'leri ile büyülü bir atmosfer oluşturuyordu. Bu yüzden söz konusu yarışmada kusursuzluğun birincilik getireceğini düşündükleri için kaygı ile sahneye çıkmışlardı. Softa'yı o binlerce TL'lik Fender'lerin, kusursuz soundların, teknik ve teoirisine çok hakim müzisyenlerin arasından bugüne getiren şey o gün Furkan'la, Ece'nin söylediği şeylerde gizlidir.

"Nerede, ne ile çaldığımız önemli değil. Çıkıp eğleneceğiz. En güzeli bu!" 

Softa; kusursuzluğa özlem duyan tüm insanlara verilmiş iyi bir cevaptır. Kusurluluğun içinden doğup, kusurlarıyla yüzleşerek büyüyen, kendilerini her yönden geliştiren, "biz birinci olduk; öyleyse tamamız!" cümlesini hiç kurmayan Softa'nın, Roxy finalleri sonrasında hemen albüm, hızlı bir yükseliş bekleyenleri ters köşeye yatırması, onların müzikal gelecekleri açısından attıklar en önemli ve büyük adımdır.

Bazı gruplar vardır. Kafa olarak ait oldukları yer çok ileridedir. Oraya varoldukları zaman dilimini hızla geçerek varmışlardır; fakat fiziken ve gerçek zaman bazında oraya varmaları için bazı aşamalardan geçmeleri gerekmektedir. Softa, bunu en iyi yapan gruplardan biridir. Etrafındaki kendileri adına gelişen bütün "iyi" gelişmelerin büyüsüne kapılmadan, egolarını alt edip o gelişimi durdurmadılar. Ait olduğu zamanın gerektirdiği şekilde kademe atladılar. Bir anda 10 basamak yükselmeleri için her türlü olanak varken basamakları tek tek çıkmayı tercih ettiler. Muhtemelen onlarda bunu bilinçli yapmadılar ama bilinçaltlarında yatan o zamanın ilerisindeki mentaliteleri onları bugüne getirdi; ve şimdi yeni bir adım daha atacaklar. Albüm lansmanında sonra fırsat bulursanız 5 dakika konuşun. "İyi geçti; ama..." diye başlayan bir cümle kuracaklardır.

Ben Softa'nın başarısının altında sadece yaptıkları iyi müziğin etkisi olduğunu düşünmüyorum. İyi müzik, iyi bir düşünceyle bir araya gelirse anlamlı olur görüşündeyim. Hatta şu an odamın duvarında asılı duran, her sabah bakıp kendi yaptığım müziğin anlamını pekiştiren o sözlerden alıntı yaparak bu görüşü destekleyeyim. 
  
"İletişimin samimî ve dürüst tınılarıyla donanmış her müzik kendi varlığını, insnaların yaşanmış ve olgun ruhlarında anlamlandırır. Nitelik, müziğin ruhudur" (HAKAN ORMAN)


Softa, Peyote Müzik etiketiyle içinde bulunduğumuz Nisan ayında HUNİLİ AYİN ismiyle albümünü çıkartıyor. Konserlerine geçerli ya da geçersiz, türlü sebeplerden gidemeyen bizlerin evine girmeye hazırlanıyor. 

24 NİSAN akşamı Peyote'de "Hunili Ayin" albüm lansman gecesinde Softa'yı izleyeceğiz. Sonra da albümünü alıp eve götüreceğiz.

Softa'yı evinizin baş köşesine koyun, unutmayın. İyi müziğe, güzel düşüncelere ve çok çok çok mükemmel karakterdeki bu insanlara sahip çıkın.

Sevin, destekleyin.


* * *



Softa ile ilgili basında çıkmış bazı yazılar:


daha fazlası için:


5 Nisan 2013 Cuma

MARBLE SOUNDS - Yaz Ayları Gelmeden!


Yine yaz geliyor, o sıcak aylar şimdiden beni sıkıntıya soktu. Sıcak havalar, nefes dahi alamayacağım yine. Havalar daha fazla ısınmadan, kışa dair elimde ne varsa sizle paylaşmalıyım.

Bunlardan biri de Marble Sounds. BBI'nın yakın takipçileri Marble Sounds'u geçen ayın 8tracks mix'inden hatırlayacaktır. Hatırlamayanlar için ise önümüzdeki ayda da Marble Sounds'un bir şarkısının 8tracks mix'inde olacağını belirtmek isterim. Sanırım ilk defa bir grubu iki ay üst üste mix'imizde kullanacağız. Bence son cümle Marble Sounds'un ne kadar iyi bir grup olduğunu daha fazla yazmama gerek bırakmadan anlatacak niteliklere sahip. Hangi grup iki ay üst üste listede yer aldı ki mix'lerimizde?
Böyle de güzel bir grup Marble Sounds.

Marble Sounds, müzikal anlamda fazla da bereketli olmayan topraklardan kulaklarımıza erişiyor. Belçika orjinli bir grup Marble Sounds, 27 yıllık yaşamımda Belçika orjinli bir grubu bu kadar severek dinlediğimi de hatırlamıyorum. 

M.S. bize müzikal anlamda çok şey vaat etmiyor aslında. Hatta bildiğimiz, çok aşina olduğumuz bir müziği bizlere sunuyorlar. Thirteen Senses, Aeon Spoke ya da Defining Times gibi grupların bulunduğu familyanın bir üyesi M.S. Bu gruplar gibi güzel melodileri, hemen hemen aynı kıvamda bizle paylaşıyorlar. Sadece bu gruplardan tek farkı kalıyor geriye. M.S. işin içine biraz daha post rock tadı katıyor.  Güzel melodiler, alternatif rock ve post rock'ın güzel karışımı, güzel klavye dokunuşları (klavye dokunuşları grubun post rock sound'unu çok iyi destekliyor, özellikle outro'larda geçerli bu durum) ve dahası..

Gruptaki post rock tınıları için birkaç laf etmem gerek sanırım. M.S'nin garip bir outro kavramı var. Aslında tam olarak outro da değil, işimi kolaylaştırmak için ben outro demek istiyorum. Misal 5 dakikalık bir şarkı olsun. Bu şarkının 3 dakikası ana melodi ve nakaratlar üzerinden gidiyor, son 2 dakika ise tamamen post rock dinamikleri üzerinden giden ayrı bir melodi sarmalına bırakıyor kendini. Bu sarmal bir yandan ilk 3 dakikalık ana melodi ve nakaratı desteklerken bir yandan ise kendi içinde ayrı bir müzik dünyası kuruyor. 

Hani çoğu zaman M.S şarkılarında outro'nun gelmesini beklerken buluyorum kendimi. Bu outro'ların en önemli özelliği ise grubun Post-rock etkileşimini ortaya koyduğu pasajlar olması. Çok güzel. Bahsettiğim outro pasajlarının en yoğun olarak hissedildiği iki şarkı ise Good Occasions ve The Time to Sleep. İnanılmaz güzellikte outro'lara sahip bu iki şarkı. Kesinlikle dinlemenizi öneririm.

Marble Sound baharın ilk günlerinde keşfedilmesi gereken bir grup değil kuşkusuz. Ancak güzel melodilere düşkün olanlar için yaz kış dinlemeden de dinlenebilecek güzel bir grup. En azından kış ayları için şimdilik nadasa bırakabileceğiniz bir grup. Sevgiyle kalınız efendim. Bir Grup!

Not: Ben bu grubu 2 aydır sürekli dinliyorum. 2 aydır da grup hakkında post yazma uğraşısı veriyorum, ben bu uğraşıyı verirken grup 2. albümünü çıkardı hatta, ben halen grup hakkında post yazamadım. Halen de 2. albümlerini tam olarak dinleyemedim. Sözün özü bu post grubun ilk albümü üzerinden yazılmıştır. Bilgilerinize.