Ars Longa |
Cumartesi akşamı çok keyifli bir konser izlemeye gittim. Dunia, Bağımsız Festival etkinliğinin ikincisini düzenledi. 16 Ekim ile 21 Ekim arasındaki etkinlikte Ahmet Beyler, Marta, Drama, The Birdcage, Esas Çocuk, Ara, Nihil Piraye, Deli Gömleği, Rete Pegz, Eskiz, Düz Mantık, Kutu, Ars Longa, Sapan, H.İ.S., Peygamber Vitesi, Burhan Özfaturalar ve Anal Ok Orkestrası, Umut Adan sahne aldı. Maalesef etkinlikten çok geç haberim olduğu için diğer konserleri kaçırdım. O yüzden biraz üzgün olduğumu belirtmek isterim.
Yazının teması Ars Longa'yı yazmadan önce Dunia'dan bahsetmek istiyorum. Daha önce Dunia'ya bir kere gitmiştim. Bunun benim eksikliğim olduğunu kabul ediyorum. Drama konseri ikinci katta sağ tarafta yapılmıştı. O sahne düzeni alışılmışın dışında ama samimi gelmişti. Bağımsız Festival için ikinci kata çıktığımızda herkesin normal oturma düzeninde oturduğunu görünce acaba festival iptal mi diye düşündüm. Sonra çatı katından inen ve çıkan insanları görünce oraya çıkıp hayatımda gördüğüm en güzel konser alanlarından biriyle karşılaştım. Gerçekten başka bir dünya varmış. O gün Dunia ile ilgili bir şeyden çok emin oldum. Bir Kadıköy'lü olarak Kadıköy'de Dunia gibi bir yerin olması beni çok mutlu etti ve etkiledi. O yüzden Dunia'ya daha çok gideceğimi, orayla ilgili sık sık bir şeyler paylaşacağımı eklemek istiyorum.
* * *
Kutsal Buluşma: Ars Longa
O gece izlediğim üç grup arasından Ars Longa'yı seçmemin özel bir sebebi var. O gün Dunia ile çok iyi bütünleştiğini ve çok keyifli bir konser verdiklerini söylemek lazım. Beni yazının temasına iteleyen şeyde o geceki performanslarıdır.
Ars Longa yeni bir grup değil. Çok uzun bir geçmişleri var. Stüdyo Frekans zamanlarından hatırlıyorum. Şimdikinden daha ölü olduğunu düşündüğüm Indie zamanlarında rüzgar gibi esen bir gruptu. Sonra bir duruldular, kaybolur gibi oldular. Sonra birden yeniden ortaya çıktılar. Peyote'de grup tanıtımlarında şöyle bir tanıtım yazısı ile:
“Sanatçı güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatı açığa çıkarıp sanatçıyı gizlemek, sanatın amacıdır” sözünü kendine şiar edinen Ars Longa, gençliğini mumu Peyote’de söndürerek, Myspace’in yükselme ve gerileme dönemlerini izleyerek ve her daim rock geleneğinin dekadansa düşkünlüğünü onaylayarak geçirdi. Şimdi, olgunluk döneminde en büyük gailesi, önce raflarda, sonra akıllarda ve bittabi kalplerde çok özel bir yere sahip olacak o büyük albümü yapmak. Yapamazsa da bahanesi hazır: vita brevis!
Ars Longa, Dunia'da çok güzel bir akustik konser verdiler. Dertlerinin "vita brevis!" olduğunu açık açık görebildim o akşam. Tüm grubun oturarak, birbirlerine olan eşit mesafelerdeki ruhsal dizilişleri ve onları dinleyenlerle arasındaki katları sıfıra indirmesi olayın en önemli boyutuydu. Dinleyenlerle kısa kısa muhabbet ettiler. "Şimdi bir cover çalıyoruz!" diyerek geçmek ile dinleyenlerle muhabbet etmek arasında çok anormal bir hissiyat vardır. Canlı müzik dinlemenin en keyifli yanlarından biriside bu iletişimdir. Canlı müzik dinlerken evimizde, otobüste dinlediğimiz müzikleri canlı dinlemenin keyfinin yanı sıra, o müzikleri yapan insanların nasıl biri olduklarını, nelerden bahsettiklerini, sıradaki şarkının neden bu dünyada var olduğunu öğrendiğiniz anlara tanık olursunuz. Canlı müzik dinleyici ile müzisyenlerin buluştuğu kutsal bir andır.
Bu konuyla ilgili daha önce Sanatta Tasarlama Kabiliyetini Zorlamak yazısında Korhan Futacı'nın sözlerine yer vermiştim. Tekrar Korhan Futacı'nın sözlerini alıntılamak istiyorum.
Korhan Futacı: Ben Hep şeye inanıyorum; hakikatten içten bir müzik yapılan bir mekânda, kendini o işe adamış insanların çaldığı bir mekânda sesten öte durumların ortaya çıktığına inanıyorum. Ve insan vücudunun da zihninin de, bilincinin de, sadece kulaklarıyla değil yani bütün vücuduyla bunu algıladığını düşünüyorum.
O gece Ars Longa, Dunia ve dinleyici arasındaki kutsal buluşma tam olarak böyle bir şeydi. Bu yazıda tarif etmeye çalıştığım ama belki de tarif edemediğim sesten öte durumları özeti bu şekildedir. Twitter üzerinden Ars Longa akustik performanslara devam edeceğini söyledi. Bizde Ars Longa'ya kaldığı yerden devam ederken, bir daha durmamaları, aynı samimi ve içtenlikle yollarını devam etmelerini istiyoruz. Dunia'yı daha sık anmak, Ars Longa gibi gruplara yer vererek, duruşlarını hiç zedelemeden Kadıköy'ün samimiyetini yansıtmaya devam etmelerini istiyoruz. Çok şey istemiyoruz.
Ars Longa'nın dediği gibi;
vita brevis!
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder