15 Mayıs 2012 Salı

Esperanza Spalding: Arturo Bandini ile Roma Yolu

Esperanza Spalding
Sırt çantama rastgele giyecek bir şeyler koymaya başladım. Bilgisayar hala açık ve "yeter artık! beni kapat." diye inliyordu. Bu inlemeleri duymam mümkün değildi. Çünkü; kalbimin çarpıntısının kaburga kemiklerimi kırmasına ramak kalmıştı. 

Şuurumu kaybetmiş bir vaziyette çantayı ağzına kadar doldurmuşken, kitaplığın yanında Arturo Bandini beni seyrediyordu. Ona dönüp "Niye bakıyorsun?" diye sordum. Arturo Bandini "Komik duruyorsun" diyerek karşılık verdi. Onun bu alaycı tavrına bozulmuştum. Altta kalmayıp "Sen kendine bak. Camillia karşısındaki hallerini unutmuş değilim." diyerek karşılık verdim. Arturo hala gülüyordu... 

En son pasaportumu, arabamın ruhsatını, çekmecedeki kredi kartlarımı ve nakit paraları aldım. Kapıya gelip, ayakkabılarımı bağlarken Arturo'ya seslendim. "Hey! Arturo... Hadi gel sende..." Arturo benden önce arabaya koşup, arabanın ön koltuğuna oturdu. Sokaktaki kadınlar ve çocuklar sanki büyük bir suç işlemişiz gibi meraklı gözlerle bize bakıyorlardı. Resmen kaçıyor gibiydik. Haksız sayılmazlardı ama biraz meraklı olmasalar iyi olurdu. 

Sınırı geçerek İtalya'ya doğru yola çıktık. Aslında Arturo'yu heyecanlandıran şey ile beni heyecanlandıran şey aynı değildi. Arturo'nun derdi memleketini görmekti; besbelli. Yüzü gülüyordu. Ben ise heyecanıma heyecan katmış vaziyette arabanın hızını arttırıyordum. Arnavutluk Limanından gemiyle Lecce'ye doğru geçerken Arturo bana gülümseyerek "Esperanza... Esperanza..." dedi. Onu uyardım. "Arturo... Git başka kadınlarla ilgilen ve beni seni çağrıdığıma pişman etme".. Arturo devam etti. "Esperanza için o kadar yol gidilir mi? Sanki senin yanına gelecek, yanağını okşayacak. Komik olma ahbap.." diyerek mırıldanıyordu. Sustum ve söyleyeceklerinin bitmesini bekledim. 

Lecce limanından İtalya'ya giriş yapmıştık. Önümüzde 7-8 saatlik bir yolculuk daha vardi. Bari kıyılarından içeri kıvrılarak, Roma'ya varacaktık. Arturo'nun ten rengi bile değişmiş, güneş gibi göz alıyordu. Bari kıyılarından geçerken Roma'ya neden gittiğimi sorguladım. Biraz geç kalmış bir sorgulamaydı. Tek amacım Esperanza Spalding'i görmek ve tanışmaktı. Ona neden bu kadar hayrandım bilmiyorum. Kontrbas'ın etkisinden olabilirdi. Umurumda değildi. Esperanza Spalding'e ulaşmak, sahnede görmek bile bu maceraya değerdi. 

Roma'ya vardığımızda Esperanza Spalding'in kaldığı oteli çaprazdan gören, butik bir otelden oda kiraladım. Arturo "Memlektim..." diyerek gezmeye gitti. Odaya çıkarken, kafamdaki tek şey odanın camının Esperanza'nın gölgesini gösterse yeter" düşüncesiydi. Odaya çıktığımda dev bir karanlık vardı. Çünkü; camdan baktığımda önümde bir apartman duruyordu. Arturo bu tip odalara alışıktır; ama ben pek değilim. Zaten Esperanza'yı görmek bile mümkün değildi. 

Konserin olduğu gece Arturo ile birlikte, konserin yapılacağı yere doğru ilerledik. Kapının girişinde taşkınlık yapan bir grup insan vardı. Arturo kolumdan tutarak kenara çekmeye çalıştı. Konserin başlamasına az bir süre kalmıştı. İçeri girmekten başka düşüncem yoktu. Arturo'ya dönüp "Dur iki dakika Arturo. İçeri girmemiz lazım." Arturo'dan güçlüyüm. Kendimi ondan kurtararak girişin önüne geldim. Fakat araya giren polisler Arturo ve beni alıp bir polis aracına soktu. Arturo onlara dert anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. 17 kişiyle birlikte bir nezarete attılar. 

Yaşadığım hayal kırıklığını tamir etmem mümkün değildi. Belki de Arturo'yu dinlemeliydim. Zaten o da bana küfürler ederek, beni duvardan duvara vuruyordu. 17 kişilik grup bize gülüyordu. Neden ortalığı karıştırdıklarını anlamak dahi istemiyordum. O konsere gidemedim. Esperanza orada şu an kontrbas'ı ile dans ediyor ben ise Roma'nın bilmediğim bir yerinde nezaretteyim. Üstelik yanımda büyük yazar Arturo Bandini var. Ne kadar şanslıyım!.

Ertesi sabah polisler gerçeği anlayarak bizi bıraktılar. Otele gidip, hemen geri dönmeye karar verdim. Arturo uykusuz ev yorgundu. Otele doğru yaklaşırken bir kalabalık gördüm. Evet yanlış görmüyordum. Esperanza ekibiyle birlikte kaldığı otelden ayrılıyordu. Bu tek ve son şansımdı. Taksiciye durmasını söyledim. Taksi durunca arabadan indim. Arkamdan da Arturo... Esperanza'ya doğru koşmaya başladım. Her bir adımda Esperanza'yı daha çok hissediyordum. Güvenlik görevlileri hızımı keserek beni durdurdu. Onları yıkıp geçmek istedim. Bir tanesi karnıma sert bir yumruk indirdi. Ardından Arturo'ya da bir tane indirdiler. Yerde kıvranırken Esperanza güvenlik görevlilerini durdurdu. Yanımıza geldi. Yerde kıvranırken karnımdaki acı kalbimin çarpıntısıyla karışarak içimde büyük depremlere sebep oldular. Esperanza bana, ben Esperanza'ya bakıyordum. Esperanza gülümsedi, elini uzattı. Ayağa kalktım. İmza atmak için bir kalem istedi. Ona "İmza için Teşekkür ederim. Sadece seninle tanışmak ve konseri izlemek istedim; ama kapının önünde çıkan olaylar yüzünden polis Arturo ve beni -Arturo Bandini bu arada tanırsın...Büyük yazar...!- içeri aldı. İzleyemedim. Çok üzgünüm. Seni görmek için taa İstanbul'dan geldim" diyerek cümlemi tamamladım. Esperanza Arturo Bandini'ye dönüp, onu selamladı, hatta sarıldı. Arturo'ya dönüp, yüzünün ortasına çakmak istedim. Öyle kıskandım ki tarif edemem. Esperanza bana döndü. Bir davetiye verdi. Davetiyeyi açıp baktığımda havalar uçacaktım. Esperanza'ya bir kere sarılmak istediğimi söyledim. Beni kırmadı. Nezaretane'nin kiriyle sıkıca sarıldım ve onunla vedalaştım. 

Davetiyeyi ancak otel odasına gidince açmayı akıl edebildim. Davetiye bir konser içindi. Arturo portakalları midesine indirirken, ben onun otel mutfağından getirttiği süt şişesini ağzıma dikiyordum. "Ah be Esperanza, davetiye iyi, çok iyi ama şimdi kim bilir hangi ülkede, hangi şehirdedir? Ben nasıl gelirim be Esperanza"... derken süt nefes boruma kaçtı, öksürmeye başladım. Çünkü; davetiyede şöyle yazıyordu... 

****


ESPERANZA SPALDING RADIO MUSIC SOCIETY / LYAMBIKO

16 TEMMUZ 2012 - 21:00

HARBİYE CEMİL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESİ, İSTANBUL-TÜRKİYE

****


 

*Anlatılan hikayedeki kişiler ve olaylar -Esperanza Spalding, Arturo Bandini ve İstanbul Konseri dışında- en başta anlatıcı olmak üzere hayal ve kurgudan ibarettir. İnanmazsan Biletix'e sor.

1 yorum: