Haklıyım, kazanacağım.
Keman hüzünlü bir enstrüman, sevdiriyor kendini kerata. Aslında dünya müziğine psikanaliz uygulansa (nasıl uygulanacak, çok ütopik oldu bu son cümle), evrensel müziğin kökeninde kemanın çok derin bir etkiye sahip olduğu ortaya çıkar muhtemelen. Bir enstrümanın tarihçesine inmek istemiyorum ama keman öyle bir enstrüman ki dünyanın hangi tarafında, hangi notalarla ya da hangi ezgilerle çalınırsa çalınsın benzer duyguları yaratabiliyor kişide. Yeterince garip bir durum bence..
Peki ya Moddi?
Kemanı ve yaylıları hakkını vererek kullanan Norveçli bir proje Moddi, daha doğrusu Pål Moddi Knutsen adlı sanatçının Moddi'si . Böyle bir grubun yaz ayları başında hayatıma girmesi ise tamamen bir talihsizlik, keşke şöyle Eylül başında çıksaydı karşıma. Kısfmet...
Etkileyeceği bir müziği var Moddi'nin, bu etkileyicilik yaylı kullanımından mı, yoksa farklı bir durum mu bilemiyorum. Ortaya çıkan eserlerde hüzün ön planda kesinlikle. Solistin öyle çok ahım şahım bir ses tonu yok ama şarkı performanslarında gerçekten üzülerek söylüyor sanırım. Yoksa sıradan bir vokal, bu kadar etkileyici olamazdı. Bunun yanı sıra; müzikal anlamda da akustik bir proje gibi duruyor, gibi duruyor diyorum çünkü Moddi'nin sadece ilk albümünü dinleyebildim. Son albümlerinde (ikinci albüm oluyor bu) müzikal anlamda değişikliğe gitmedilerse, halen yaylıların oldukça ön planda olduğu akustik bir proje diyebiliriz pek ala Moddi için.
Sevgili takipçiler;
Moddi güzel bir proje, oldukça güzel bir proje hatta ama siz sakin olun şimdi dinlemeyin bu güzel adamı, bir yerlere not alın, Eylül başı gibi dinlemeye başlayın.
Görüşmek üzere.
Son olarak kemansız şarkı olmaz olsun.
Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder