28 Ağustos 2012 Salı

Bir Ortaçgil Konseri: Dinlemek!

Bülent Ortaçgil - sevdaserbest.wordpress.com
Dün gece Beşiktaş Belediyesi'nin Park Buluşmaları etkinliği kapsamında Bülent Ortaçgil sahne aldı. Abbasağa Park'ında gerçekten güzel bir ortamda, baba sıcaklığındaki Bülent Ortaçgil'i dinlemek gerçekten son dönemlerde yaşadığın en güzel duyguydu.

Konser öncesi şiddetli yağmur vardı. Konser olur mu olmaz mı diye düşündürdü. Konser alanına geldiğimizde az bir kalabalık vardı. Kuru bir yer bulup oturduk. 5-10 dakika sonra sahne arkasından Bülent Ortaçgil'i gördüm. Bende ayrı bir yeri vardır Bülent Ortaçgil'in. Manevi babam olduğunu söyler dururum sık sık. Birbirimizi yakından tanımayız ama ben öyle kabul ediyorum. 

Yağmur müsaade ettiği sürece çalacağını söyledi ve duygularım yükselmişken konser başladı. "Sen" albümünden Canım Yanmaz, Denize Doğru ve Adalar ile giriş yaptı Bülent Ortaçgil. Oynar mısın Benimle? ile devam ederken yağmur tekrar geri geldi. Kaçışanlar oldu. Benim gibi kaçmayıp, konsantre bir şekilde konseri izlemeye devam edenlerde oldu. 

Her şey güzel gidiyordu elbette. Zira güzel olmayan, çirkin şeylerde vardı. İnsanlar! 

İnsanlar, bazen haddinden fazla şımarıklaşabiliyor. Benim anlamadığım sahnede performans sergileyen bir sanatçı varken, ona saygı duymak yerine insanlar neden yüksek sesle başka şeylerle ilgilenir? Önümdeki üniversitedeki dersler hakkında muhabbet eden insan evladı, bir kaç adım ötede Bülent Ortaçgil gibi bir adam konser verirken onu yok sayarak nasıl bu muhabbeti yapabiliyor? O konser alanını kafeteryaya çevirmelerinin sebebini hiçbir zaman anlayamadım. Muhtemelen anlayamayacağım. 

Bu gereksiz konuşmaların haddi hesabı yoktu. Bir de avazı çıktığı kadar bağıra bağıra şarkılara eşlik edenler vardı. Bülent Ortaçgil şarkı söyleme yapısı ile farklı bir adam. Şarkı söylüyor demek yerine müzik eşliğinde hikayeler anlatıyor dersek daha doğru olur. Hal böyle olunca vokal melodisi denen kavramı en aza indirmiş oluyorsunuz. Bu da Bülent Ortaçgil'e eşlik edilebilme ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırıyor. Sol tarafımdaki yine üniversiteli kız ve arkasındaki köpekli bayan ısrarla Bülent Ortaçgil'e eşlik etmeye çalıştılar. Eşlik edip, eğlenmek asla karşı durduğum, eleştirdiğim bir şey değil. Bende eşlik ettim, şarkıları söyledim. Anlatmaya çalıştığım eşlik edilmesi zor bir adama ve etrafındaki diğer dinleyenlere avazı çıktığı kadar bağırarak rahatsızlık yaratmak. Özellikle son şarkı, Şarkılarım Senindir'i çalıp, söylerken herkes çıt çıkarmadan, müthiş bir hayranlıkla Bülent Ortaçgil'i izlerken yine sesinin son çıktığı noktaya kadar çıkarak Bülent Ortaçgil'i bastırmayı başardı. Kendisine üstün başarısından dolayı madalya takmak lazım.

Benzer bir durumu daha önce Youtube'da Bülent Ortaçgil'in Babylon konserini izlerken rastlamıştım. Orada da şarkılarını söylerken binlerce ses şarkıyı bölüyordu. Canımı sıkan sahnedeki her kim olursa olsun ona saygısızlık yapılması, onun orada sanatını icra ederken onun yok sayılması. Sahnedeki sanatçı sizin gönlünüzü hoş tutmak, eğlendirmek, mekandan ayrıldığınızda size memnuniyet yaşatmak zorunda değil. Sahnedeki sanatçı sizin keyfi muhabbetinize fon müziği yapmıyor. Muhabbetinizi gidip kafeteryalarda, canlı müzik olmayan barlarda yapabilirsiniz. Yerine göre davranmayı öğrenmelisiniz. Daha önceki yazılarımda da söyledim yine söylüyorum. Bu rahatsızlığı yaratan insanlar kral, sahnedeki sanatçı kralın soytarısı değil.

Bülent Ortaçgil şarkılarını ezbere bilip, o şarkılardan bir gram bir şey kapamayan insanların varlığı o kadar düşündürücü ki tarif edilemez. Şarkıları ezberlemek yerine o şarkılarda anlatılanlara kulak vermek çok daha önemli bir eylemdir. 

Dinlemek ayrı bir meziyettir. 
Keşfedin!

1 yorum:

  1. aynı dertten muzdaripler var: https://www.facebook.com/konserdinlenir

    YanıtlaSil