Son zamanlarda -yaklaşık 2 yıldır- sürekli keşfettiğim gruplar hakkında post yazıyordum. Biraz bıkkınlık geldiğini itiraf etmeliyim. Yeni bir şeyler yazmayı düşünürken, sevdiğim klipler üzerine mini bir derleme yapmaya karar verdim. Böylelikle müzikten uzaklaşmadan, uzaklaşmış da olacağım.
Buyrun 9 şarkılık klip listem(iz).
9. Mogwai - San Pedro
Yakın bir arkadaşım, bazen kendimizden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Empati değil bahsettiği durum. Ruhun bedenden birkaç adım geride durması, bedenin ne yaptığını, nasıl kalıplarda gezdiğini görmesi. Tam da bu klip onun tanımına uyuyor. Gün içerisinde bir bedenin, kendi bedenimizin peşinde giden bir ruha bürünüyoruz. Soğuk bir atmosfer yine baş rolde.
8. Other Lives - Dust Bowl III
Her gün onlarcasının önünden geçiyoruz. Çok uzağız onlardan, kokularından, düşüncelerinden, kelimelerinden... Onların uzak hikâyesine ne kadar uzak olduğumuzu anlatıyor sanki biraz da klip. Onların uzak dünyasını, birtakım sanat parçacıkları üzerinden anlatmaya koyuluyor. Buhranlarını, mutluluklarını ve yok oluşlarını, onlar gibi yalnız birtakım sanat parçacıklarıyla ilişkilendiriyor. O yalnız adam onlarla konuşuyor, onlarla mutlu oluyor, üzülüyor ve belki de ölüyor.
Her gün onlarcasının önünden geçiyoruz. Çok uzağız onlardan, kokularından, düşüncelerinden, kelimelerinden... Onların uzak hikâyesine ne kadar uzak olduğumuzu anlatıyor sanki biraz da klip. Onların uzak dünyasını, birtakım sanat parçacıkları üzerinden anlatmaya koyuluyor. Buhranlarını, mutluluklarını ve yok oluşlarını, onlar gibi yalnız birtakım sanat parçacıklarıyla ilişkilendiriyor. O yalnız adam onlarla konuşuyor, onlarla mutlu oluyor, üzülüyor ve belki de ölüyor.
Çok değil birkaç hafta önce denk geldim bu gruba, şarkıya ve klibe. O günden bu yana hemen hemen her gün dinliyorum bu şarkıyı. Klip estetik açıdan değerlendirildiğinde oldukça 'pure'. Sessizliğin sesi var sanki klipte. Bastırdığımız duyguların o eşsiz ekosistem içerisinde sessiz çığlıklarla ortaya çıkışı. Belki doğaya geri dönüş, belki köklerimizi anlamak belki de kimliklerimizden arınmak. Ne derseniz artık... Güzel arsızlığımız...
Her saniyesi keşfedilmeyi bekleyen ayrıntılarla dolu bir klip. Annesini kaybeden çocuğun, annesine ve annesiyle olan ilişkisine dair metaforlarla dolu hazinesi. Annenin ölümü, annenin ölümüne dair detaylar, ondan geriye kalanlar ve bir şarkı. Çok büyük grup Lost in the Trees. Ari Picker gelecekte çok önemli bir sanatçı olacak. Bu çok açık.
5. Mono - Follow the Map
Normal kafayla izlenmemesi ve dinlenmemesi gereken şarkı ya da klip. Ekşi Sözlük'te denildiği gibi Kim Ki Duk'un elinden çıkmış bir klip sanki. Yeterince gerçek üstü ancak bir o kadar da gerçek. Bir taş, bir maske, bembeyaz bir atmosfer, sessizliğin şarkısı ve ona ulaşmak. Gerçek üstü bir atmosfer gerçek unsurlarla bu kadar güzel anlatılabilirdi, şarkının gerçekliği ve vuruculuğu ise bambaşka bir unsur.
Elbette bu listede bir NCM klibi olacaktı. Gitmek, terk edilmek, hüzün, yalnızlık, kuzey ellerinin karanlığı ve dahası... Çok naif bir klip. Gitmesi gerek onun, kalanın üzülmesi gerek, gidenin o hüznü uzaklardan izlemesi gerek. Çoğu zaman başımıza gelen bir ilişki sendromunu oldukça naif, safça, kırmadan dökmeden anlatan bir klip. (Bu abla da çok güzel.)
Klibini izledikten sonra alıp başını gitme şarkısı olarak tanımlamıştım. Buralardan sıkılmak ve uzaklara gitmek. Uzaklardaki şarkıları dinlemek, yaşamları izlemek... Bir yol hikâyesi tadında bir klip, uzaklara gitmek isteyenler için 4 dakikalık bir seans gibi. Dalmak için belki de... -ya da Hollanda'ya gitmek için-
2. Marble Sounds - The Time To Sleep
Bir şarkıyla beni nasıl çizebilirsin ki sahi? Klibin konusu tam da bu. Bir şarkıyla beni, aşkı çizmek.Ne yalan söyleyeyim klibi izleyince çok kıskanmıştım. Benim gibi neredeyse tüm ilişkilerini müzik üzerinden yaşayan birisi için hayalimdeki klibe bir adım daha yaklaşmak gibiydi. Bir kadın ve erkek, Gregor Samsa, bir şarkı ve çizilen bir portre. Yüzünü görmeden bir şarkıyla bedeni nasıl çizebilirsin ki? (Klipteki abla çok tatlı bu arada)
1. Lost in the Trees - Walk Around the Lake
Hayır, Lost in the Trees'e torpil geçmiyorum. Sadece birisinin acısı karşısında dostların şarkılarla, enstrümanlarla nasıl yanında durabileceğini sizlerle paylaşmak istiyorum. "Dostlarım şarkılarla beni mutlu kılıyor, şarkı söylüyor, karanlıkta bana ışık tutuyor. Annemi anlatıyorlar. Kar yağsa bile, o gölün etrafında benim yanımda oluyorlar." diyor belki de Ari bana. Seni şu klip özelinde çok kıskanıyorum be oğlum, çoooook. Şu klibin bir sahnesini uzaktan izlemek için neler vermezdim bilemezsin Ari.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder